30 Kasım 2015 Pazartesi

Her ay bir kere penceremden ayı görürüm..
İşte bugün o gece..:))))
Beklediğim..
Hicri 19 una bağlanan..:);))

Şükretmek gerek.
Geri dönebilme sansin olsa nereye donerdin?
Hata yaptigin bi ana donup o hatayi silmeye mi?
Yoksa cok mutlu oldugun bi ana gidip o mutlulugu tekrar yasamaya mı?
Ben galiba..
İlki.
Yok bilmiyorum.
..
Neyse zaten geri dönme şansımız yok.
Belki de boşuna bu kelimeler..

Ne ben söyleyince rahatlayacağım,
Ne de sen tam olarak anlayacaksın..
..
Mesela şuan;

İçimdeki belirsizliği,
Duyabiliyor musun?




Bazen birileri için,
Görünmezsinizdir.
Sorumluluk.
Ne ağır yüktü omuzlarda..
Hatırlıyo musunuz?
Bugün ışıklar gitmişti.
Düzeltiyorum,
Işığımız önümüzdeydi.

Ben Güneş'e dokunamıyorum, evet.
Ama O, parlak gülümsemesiyle, gözlerimi kamaştırdı bile.
'Farketmese de...'

29 Kasım 2015 Pazar

konuştukları halde
 birbirini anlamayan bu kadar insan varken, bazen ,
konuşmadan
 birbirimizi anlayabildigimiz için
 koloniydik..


Daha doğum günüme de vardı gerçi amaa
Blog böylee ne kadar da güzel olmuş :):)
'Şu an bi daha yaşanmayacak.'
Neden anlatmiyosun diyosun
Galiba anlatmayınca güçlü olduğumu sanıyorum.
Kendim başedebilirim.
Baş etmeliyim.
Gibi.
Bugün galibaa birazzz
Kendim gibi hissettim :)
renkli ışıklı ve hareketli yerler zevk vermiyor
içimin biyolojik yaşımdan 30 yaş daha yaşlı olduğunu düşünmüyor değilim..
az mi oldu
50 diyelim ya da.
evde otururken televizyon sesi bile fazla geliyor bazen.
sallanan sandalyeye oturup pencereden dışarıyı izleme vaktim geldi sanırım..
daha yolun başındaydım halbuki..

ne bileyim
ya da bunların hiç biri değil,
üşengecim..


hala anlamış değilim..
kendimi...
insanları..
birbirimizi neden bir türlü anlayamadığımızı..
-zamana bırak..

zaman bunları çözmek için bi yol mu yoksa kendimizi mi kandırıyoruz emin değilim...



bide bazı şeyler geç kalınca
çokta bi anlamı kalmıyor aslında..
bazen telafi için çok geç kalmamak gerekir belki de.


çoktan kabuk bağlamış bi yaraya pamuk bastırmak
karşıdakinin yarasını düşünmek mıdır
yoksa
kendi vicdanını rahatlatmak mi?
o zamanlar ki yalnızlığımı
her hatırladığımda;

canım yanıyor.

onu teselli edebilecek bi söz bulamadım

yoktu çünkü.
ne kadar birleştirsem de
yeniden dağılıyor..

artık
anlamam gerek.


farkındaydık

ilerlememiz gerektiğinin
ilerleyebilmek için de çabalamamız;
zor da olsa devam etmemiz gerektiğinin
işlerin gelecekte iyi olabilmesi için
şimdiden başlamamız gerektiğinin
eğer tüm bunları yapmazsak neler olabileceğinin
hepsinin ,
farkındaydık

en çok biz farkındaydık..

diğerleri değildi,

onlar sadece yürümeye çalışıyorlardı
bizse koşmayı çoktan öğrenmiş;
uçmak için çabalıyorduk..


şuan nasıl mıyız

onlar hala farkında değiller ama
bi şekilde yarınlara ulaştılar

biz
uçarken düştük
her yerimiz yaralandı.

o artık hiç adım atmıyor
bende sanki sürünerek ilerliyorum
bir iki adımdan sonrasını atamam gibi..






"O kiz bilir miydi uykusuz kaldiginda cok konustugunu guldugunu.bilir miydi cok uyudugunda gözlerinin sistigini"

28 Kasım 2015 Cumartesi

bi çocuk gordum.

yanında iki tane kadın..
biri çocuğun gölgesi gibi,
her zaman
 hemen arkasında..

diğeri
çocuğa bakmıyor.
çünkü çok yoğun.
iş konuşuyor.
toplantıya giriyor..

çocuk toplantı odasına gitmek istiyor.
"annneeee'
başındaki
(yabancı şivesiyle) kırgız kadın..
"hayır Arel buraya gel.."
Rüyalarda
Kaybolmaktansa,
Gerceklikte
Dogru yolda olmayı tercih ederim.
Emin olamazsın..
Hiç bi zaman,
Bi başkasının kalbinde olandan.

27 Kasım 2015 Cuma

oysa ne kadar zaman geçti
hala kendime gelebilmiş gibi hissetmiyorum.

zamanla bişeyler düzelecek mi bilmiyorum
ama ben iyiden iyiye umudumu kaybediyorum.

...derin bi nefes aldı..
anlatmaya başlayacak gibiydi ki.

durdu sonra

neyse dedi..
boşver..
...

kelimeler zorlanıyordu çıkarken..
anlatmaya mecali yoktu.

sadece dinledim..

içindeki haykırışları duyabilmek için
biraz daha zamana ihtiyacımız vardı...

göz kapaklarında ki ağırlığı gördüm.

birşey diyemedim..
sustum.

26 Kasım 2015 Perşembe

Şamata etmeyin!

( beynin içine sesleniyor)

*Burası çok gürültülü..
Yok yok
uğultu..
Derinden

Kendi hikayesinin başrolüyse de,
Repliklerini hep başkaları yazmıştı.
Dogrukararıveremeyecegindenkorkmavedoğrukararıvereceğineinan
Dogrukararıveremeyecegindenkorkmakveyanliskararvermek
Bi uzak ihtimalken bile,
Güzel olan şeyler var...

..

Ha bi de.
İhtimali bile olmayanlar var

Onlar için ,
Cözüm..

Sadece unutmak.

25 Kasım 2015 Çarşamba

üzüntüleriniz diyorum efendim üzüntüleriniz.
ne kadar gürültülü
ne kadar abartılı
haddinden fazla ulu orta...

bazen bende istiyorum sesli hüzünlenmek
insanın fıtratında var sanırım gürültülü hüzünler
ama sadece "o" olsun
karşımda otursun
çay demliyim

sonra...
yaşım kadar yıl konuşuruz
hüzünlerimi anlatmam ulu orta
anlattıklarıma hüzünlenirim,        
          "belki"    **
Bugün buralarda
Hava biraz kapalı.
Bir sabah uyandığımda
Bir lodos sonrası..
Tüm yapraklarını rüzgara teslim etmişti ağaç..
Bir gecede...
Herşeyin farklı olacağını mı sanmıştın?

Hiç bişey değişmedi,  değişmeyecek.
Bazen gülümsemek neden bu kadar zor..?


Akıldan çıkmayanlarla
Aniden yüzüme vurup gözümü alan bi güneş,
Karanlıklar içinden bi anda görünüp, parlayan bi dolunay..

'Gibi'
Seni hiç bi zaman anlayamayacağım.

Zaten sen de beni hiç bi zaman anlamadın.

Aynı şeylere gülüp,  aynı şeylere hüzünlendigimizde..
Aynı seyleri dinleyip, aynı şeylere baktığımızda..

İmkansız da olsa..

Yine birlikteymişiz gibi hissedecegiz.
..

Ve bi de yıldızlara baktığımızda.
"
Herşey yolunda
Lütfen dur artık.
Sen elinden geleni yaptın.
                                                 "


"
- Seni rahatsız eden bisey mi var?

-Rahatsız ediyor, canımı sıkıyor.
Karşıma çıkıp duruyor.  
                                                     "

24 Kasım 2015 Salı

"fil gibi" diye eleştirdi kiz..igreti duyarcasına..

fil???

nesi vardı filin?

kendisine göre daha iri görünüyor diye mi beğenmedi fili...

 irinin beğenilmeyeceği kanısına da nerden varmıştı?

insan neden kendinden farklı büyüklükleri kabullenemez??
tutunabileceği bi hatırası olanları;
şanslı sayıyorum.

en az onun kadar üzgünüm.
o ne kadar umutsuzca bekliyosa
ben de o kadar umutsuzca bekliyorum
tek bi cümle bile kuramadım
kuramazdım.

benim için zordu..
öbür türlüsü nasıl olurdu;
hiçbir zaman bilemeyeceğim.
müzik devam ediyo
sabrederseniz eğer; tüm bilmeceler çözülüyo
güneş yirmi adım ötemizde batıyo
hayatlarımızsa;
adım adım sona yaklaşıyo..
Şimdiii

Kulagimda sevdigim melodilerle yine


Yürüyorum.


Öylece yürüyorum..


Bundan bi kac ay oncesinin tam aksine

Hic bi yere yetisme telasim olmaksizin..

Kenara cekilmis, herzamanki telasesine devam eden dunyayi izler gibi..

Normal adimlarimin aksine, cok daha yavaş. .

Kurumus yapraklara basarak

Okuldan cikmis ogrencilerle karsilasarak..

Ve gökyüzüne bakarak.

Öylece yuruyorum

Avare gibi :)

..

..

Artık eve geldim.


Simdi geriye bana kalan;

..


Birazcık üşümüş burnum.


Benim mutlu olduğum ve sevdiğim o küçük seyler..
Size basit ve komik gelebilir küçük hanım.
..

Zaten
Sizin parıltılı ama sanal dünyanız da bana komik geliyor.

23 Kasım 2015 Pazartesi

''
-Bir gun günesin batişini 44 kez seyrettim.

Ve arkasından şöyle demistin:

-Biliyor musun...insan huzunluyken gunbatimlarini daha bir seviyor.
-Bir günde 44 kez mi dedin? O kadar hüzünlü müydün yani?

Ama küçük prens bu soruyu yanitlamamisti.  "


Güneş batıyo...

Pencerenden uzak dur.


Cevizli sucuk 1.60ytl olmuş  o.O
Bugün de böyle:
-Hor görme hiç bu keli**
- Anla garip halinden***
-Sen bir aysin
- uyan güzel aç gözünü
önemsediklerin önemseni önemsiyorsa......:) :) :)

Ekleeeemedir kocaaaa konakkk

bi anı..
Unutmamakiiçin yazdim. Üsenirseniz okumayin. Dursun burada:)



e.can
calismicam ya ben bugün
abla:
-birazcik bakalim olmazsa sonra resim yapariiz istersen

-ya yok yok!!!
canim istemiyor
ben omerlere bakcam

abla:-rahaysiz etmeyelim onlari
tamam oyun oynayalim parmak güreşi?

-yokk ya yokkkkkkkkkk istemiyommmmm!!!
abla:
-mmmm dün ki gibi sorulari sallayalim kim tutturursa o kazanır?
( bir önceki gün bu sekilde7-8 soru falan çözmüş tük) :)
(bu sefer yemedi)
-hayr hayr hayr cozmucem hiçbirini
-tamam oturalim biraz muhabbet edelim hadi?
 futbol oynar misn 'e.can'
-evet..emir napiyon?
-ama diğerlerini rahatsiz etmeden e.cann:(?
emire kalem firlatir! sonra peşinden kendi de koşarak saldirir!
abla peşinde.. ama hakim olamaz..
-hadi hadi oturalim şuraya
e.can: sandalyeyi yukseltcem
abla:tamam hadi yükselti bakalım..

2 dakika falan ugrasir istediği gibi olmaz.
e.can:
-ben öğretmenler odasından sandalye alcamm
abla:
-tamam hemen alalim da gelelim..

sandalye geldi..
abla:
-eveeet bakalim hadi matematikkk kitabini cikaralimm çook az calisalim olmaz mi?
e.can:
-yaa ufff uff çok sikılıyom yapmocam hiçbirini.
abla:
-türkçe yapalim
-onu da yapmicamm

kaçar gider omercanin yanina
abla peşinde...
biraz omere bakmasina izin verir..
-hadi gel masamiza geçelim..ders yapmıcaz yahu bende sıkıldim. bu ne ya çok sıkıcı bunlar bencede. gel oturalim ablacim..ne yapalim?

-ayse teyze oynayalim.
-tamam

parmaklarini masaya koyarlar. e.can saymaya başlar
-ooo. ayşe teyze ayşe teyze bahcene gireyim mi gir, elmani alayim mi al. kaç tane?-5 1-2-3-4-5
kapat bu parmağı..
- ayşe teyze ayşe teyzee..........
( bu arada abla buradan nasil derse dönüş yapabilirizin derdindedir..olmazsa bugün sadece huyuna gideyim. zaten sinirli pas vermiyor. yarin mi calissak;( bugünde baksaaydikkk:(( )
...ayşe teyzee ayşe teyze...
....
ablanin parmakları hepsi kapanir.
- ahhh be kaybettim. off:(
oyuna doymadi e.can..
- elma attim denize geliyor yüze yüze ben vuruldum filize...
diye devam ederler...
sonra; abla:
-AA ne dicem e.can hadi şöyle oynayalim
 senin koluna simdi bi şifre gireceğim
sifre direk beynine gider..koluna bastigimda (doink diye)'tamam abla' diyeceksin.
şifreyi girer..-çıkırt çıkırt çık çık CIK çıkırt
hmm bakayim evet beyne iletildi diyor..
-e.can matematik kitabini aç( koluna basar) doinkkk
- tamam abla(kitabi açar)
abla şok! bu numarayı yemesini beklemiyordu..
-e.can açılar konusunu aç.doinkk
-tamam abla( konuyu açar)
abla oldu bu iş galba der kopar kıskıs: D
-e.can 1. soruyu okumaya başla!
- 'doink' demedinnn
-doink
- e.can başlar...

abla sevinir.... derken bu taktik sadece 1 soruda işe yarar..
e.can sıkılır elindekini emir'e firlatir..
-e.can yapma doink
e.cann koşar diğerlerini rahatsiz etmek için
-e.can gel ama doinkk

abla çaresizce doinkler ama sistem bozulmuştur...
emire saldirir.. abla bi ihtimal tutar diye devam eder
- dur ben su ayarlari duzelteyim cikirt cikirt ciikirt..
-e.can yerine doinkkk??

e.can sallamaz:D
ablanin beynine bir doinnkk' inerr
'ne yapacaz sindi nasil oturacak bu çocuk...'
off
-e.can ben gideyim ozman görüşürüz..der ama emin değildir.. ya ters teper de iyice cildirirsaa?
- tamam tamam abla gitme gel oturdum..
yerine oturur..
neyseki iyi oldu.
- tamam geldim
- ya calişmak istemiyomm ben
- tamam bende istemiyorum resim yapalimmi? ben güzel yaparim bak?
-tamam yapalim
-ne yapalim maç sever misin
-evet
- tamam futbol oynayan çocuk yapalim ozamannnn.. mmmm evettt
gözleri şöyle...
topa doğru bakıyor..
- agzini da yap abla
-tamammmmm gülüyor olsunn.
-bide çok koşmuş terlemiş...

-aaaa dit dit dit dit dit dit..

resimden bi baloncuk cikar
bu soruyu yaparsanız resme devam edilecektir. sonuç bekleniyor...
dit dit dit dit( abla kafayi yedi:D)
6x5=?
parmaklarıyla sayar. 4. cevapta falan doğruyu bulur..."diridiriiiiiiiiiiimm" doğru der ve çizim devam eder..
ablanin kafada ampuller isil isil;D
hooop kollara geçerken bi soru daha
( çarpim tablosu devam)
ayaklarda hopp bidaha
kramponlarda bidahaa
çorapta bidahaa:D
bi baloncukta ikişer üçer sorunu:D
ooooo Yee.:D


tuttu bu sefer. e.can tak tak cözüyor.
ama o da ne!
çizim bitiyor..abla devrede:
-e.can bunlar şimdi mac yapiyolarmis tamam mi? 10 kişiler 1 er kaleci 4-4 oynuyolarmis..
bu koşuyor topla.. simdi bitanede kaleci çizelim..
-tamam abla..abla çok güzel olduuu

-tabi sen soruları bilirsen güzel olur ne sandinn:))

abla artik iyice abartir. her organda 3 soru kitler.. e.can çözer..
'tümler bütünler açilarda katalim şuraya biraz..hiiih çok güzel:D'( ablanin iç sesidir)
her soruda abla
-ditditdit dit sure tutar.. eğer bu surede cozemezse resim resetlenecektir.. yani silecez:D
...boyleceee gider
oh beee
tamam sindi boyamaya geçelim
her renkte bir soru..
(ve boyamayi da bekleyemem on saat der abla ) boyamak için 1 dakika evvet başla
dit dit dit dit dit
hahahahha
hizlica boyar e.can
(Alllaha şükür bugünde calstik der abla icinden..)
e.cann: ablaaa gitmeseeen?
hadi hadi cabuk toplayalim kitapları, 1 dakşkan var:
- dit dit dit dit dit
(kafam oldu dit dit....)
o değilde yarın bunu da yemez bu velet

oooooooovv yarın naaapacağukkk
Banklar..
Sadece bu kelimeyi yazmam,
Bi cok seyi anlatmaya yeter bence

Birileri icin..

Banklar
Bi esirgeme dönüşü ritueli
Biriyle bi son gorusme belki..
Birini ugurladiktan sonra uyuyakalma
Komsularla aksamları cekirdek citleme
Hepimiz sigmadigimizdan taslara oturmak :)
Birinden hediye alma
Birileriyle tadimdan dondurma yeme
Birileriyle cig kofte yeme
Bi bekleme, bulusma noktası
Birileriyle dertlesme
Bazen hic konusmama, oylece oturma
Aglamak icin en ideal yer bazen..
Yazin ya da sogukta

Banklar..

Karsisinda barındırdığı heykel ve agac manzarasiyla gelip gecilen bi yer olmadi bizim icin..

''çok saçmaladım bağışla.
 insanın kalbi darmadağın olunca, aklıda karışıyor.''

20 Kasım 2015 Cuma

yaşamak ne zormuş.
                                 '99'

Birbirimizi tanımış olmak, bizi hep mutlu edecek.
Hep dostumuz olarak kalacaksın.
Bizimle gülmek istediğinde,  arada bir pencereni aç ve yıldızlara bak.
Onlar sana bakıp gülümsüyor olacak...
doink
doink doink doink..
....
....

dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt......dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt

19.11.2015'ten bir hatıra:)
''zaman herkes için farklı akar''

böyle bişeydi ..

insanlar zorlukları yaşarken
yavaşlar,
bi türlü ilerlemez.

mutlularsa da
hemen hızlıca geçiip gidiverir.

benim içinse

galiba bi yerlerde durdu..


nerde durduğunu biliyorum.



ne zaman hayatla karşı karşıya kalsam
ve ona gücüm yetmese;
ağlamazdım
ya da bi köşeye saklanmazdım..

öfkelenirdim .. bu  sadece beni öfkelendirirdi
ama bi şekilde altından kalkardım

şimdi öyle değil
her şey değişti
artık
sessizce kabul ediyorum..

neden böyle diye sorarsanız da
cevap veremem..

korkmak mı  kaçmak mı
saklanmak mı  acizlik mi

hangisi olursa
kabul ediyorum..









19 Kasım 2015 Perşembe

'Dünyanın en zor seyi, birinin gönlünü kapmaktır'
..

Başka bi sürü de zor şey var

Birinin duygularini degistirmek
Birinin davranışlarını etkilemek
Birine gönülden inanmak
..

Zorlanıyorum.
Benim de..
burası benim de ağlama duvarım.

sosyal medyada insan içinden gelenleri rahat rahat dökemiyor (yok patron görecek-yok o arkadaş üstüne alınacak vs. die) O nedenle bu blog birazda ağlama duvarım benim

bu belirsizlikler çok yormaya başladı beni
ne olacak hayat?
hayaller ve hayatlar eskişehirden çıktığım andan beri o kadar farklı
maaşlar ve yaşam standartları birbirinden o kadar bağımsız
isteklere ulaşabilmek için o küçük kıvılcım yok
çay hazır mesajı yok
heybemiz dolu çok şükür anılarla ama o anılara yenilerini katamamak...
istediğim bu değildi..
bundan bir adım sonra ne olacak hiç bilmiyorum ...
arık bir şeyler netleşsin ve hayat düzene girsin istiyorum


''Acıyor mu?
Çok mu acıyor?
..
Dışarıdan iyi görünebilir ama..
İyileşmesi zaman alır.
Yaralar göründüklerinden farklıdır. ''
Gözünden uyku akarken
Yatıp uyumaya üşenmek de nesiydi?

18 Kasım 2015 Çarşamba

"bazen biraz susup

yada

bazen

baya..g susup

düşünmek lazım."
Biz çoktan
Şimdiki cocuklar icin, büyükleriz gençler
Istesek de istemesek de büyüdük
Büyüklerin dünyasında yaşayıp, onların kurallarına uyuyoruz.
Biz de büyüdük
Kendimizi kandımayalım.
Bazen..
Ben bile kendimi anlayamazken,
Birinden beni anlamasini beklemek,
Haksızlık mı acaba?
Şu hep eleştirdiğimiz büyükler var ya
gerçekten düşündüğümüz kadar gerçekçiler mi acaba

Gerçekçi derken;
herşey bir mantık çerçevesinde mi olmalı yani
ya da sayılar çok mu önemli onlar için
kuralları yıkılmaz tabular mı
salıncağa damı binemezler yoksa

ben bir keresinde salıncağa binip kaydıraktan kayan bir teyze görmüştüm
70 yaşında
(laf aramızda akli dengesinin yerinde olmadığını düşünüyor diğer büyükler)

sonra büyüklerde seviyor
herşeyi büyüklerden öğrenmeye çalışıyoruz
(tecrübe diye bir şey icat etmiş çünkü büyükler)
annelerde hep büyük :/
babalar, sığınacak limanlarımız, kocaman onlar da.

bir de biz de büyüyecek miyiz acaba?
ya da büyüdük de farkında mı değiliz.?
büyükmüş gibi görünüp salıncağa binebilir miyiz kimse delirdiğimizi düşünmeden.?
içimizden gelir mi veya?


off kafamda deli sorular..
sanırım büyükler gibi herşeyi çok düşünmeye başladım.

(sesli düşünceler)             yg
Bazen avaz avaz bağırmak istersin,
bağıramazsın.

Haykırmak istersin,
haykıramazsın.

Şarkı söylemek istersin,
sesin güzel değildir.

Resim çizmek istersin,
Yeteneksiz sindir, çizemezsin.

Bari film izliyim dersin,
kafan o kadar doludur ki, uykun gelir, izleyemezsin.

Müzik dinlemeye karar verirsin,
Ya çok gürültülüdür başın ağrır,
Ya da şarkıda kendini bulursun için daralır.

Aslında yüksek bir dağa çıkıp avaz avaz bağırabilirsin
ya da kentin ortasında o müthiş kalabalığın arasında...
(zaten kimse duymaz seni)

sesinin güzel olmaması umurunda da olmayabilir.
fil yemiş bir boa yılanı da çizebilirsin bence, varsın büyükler şapka sansın.
zaten büyükler genelde "zannederler"
çünkü zannetmeleri gerektiğine inanırlar.
bir kentin ortasında avaz avaz bağırıyorsan bir sebebi olmalı onlar için;
                              mesela delirmiş olabilirsin.
resim çiziyorsan şayet; çizdiğin resimlerin karnını doyurup doyurmadığını sorgularlar.
kendi kendine şarkı söylüyorsan da eğer ve gerçekten sesin kötüyse bir meczupsundur.

Düşündüm de bir meczup un dokunulmazlığı da keyifli olabilirdi.

işin aslı bazen yazmak istersin.
Yazamayacağını düşünürsün
Ve biraz önce yazdıkların çıkar ortaya.

ÇAY?                                      yg



çok taso'n olunca yada cillilerle karşıdakini kökünce havalı olurduk küçükken...
ne kadar anlamsızdı oysa.
ya şimdi?
ayni şey değil mi?
para da taso gibi anlamsız değil mi?
birine söylemiştim geçen.
ama tasoyla araba alamiyorduk dedi.

:)

anlamamış. anlatamamisim..
gülümsedim.
anlatmak istemedim..

araba almak mıydı mesele.
başka şeyler mi?
çocuk olmak ister insanlar yeniden
çocuğun derdi yok mu sanki
üzerinden zaman geçince koccaman olan dertlerinde küçük gelmiyor mu gözüne.?


annesi yan odaya geçince Çığlık çığlığa bağıran bi çocuğa
"yan odada annen" " birazdan onu tekrar göreceksin" "oraya gitmesi gerekiyordu"
diyebilirsin.
(büyüyünce zaten hep aynı odada olmak sıkıcı olmaz mı?
çünkü yeterince büyüyenler yürüyebilirler.)
ya da hiç sallamazsın.
anlatmaya calışmazsın.
biraz sonra kendi susacaktır zaten.


çocuğa göre bu bir felakettir.
nerden bilsin yan oda diye bi yeri.kim uyduruyor boyle şeyleri!
görmedi ki hiç başka oda falan

bu hikaye büyükler için ne kadar da saçma değil mi?
(çünkü buyuynce artik insan aklını mantıklı bi şekilde kullanabilir.)

üzerinde durulması bile anlamsız.

mesela
ölümde aynı değil mi?


mesele çocuk olmakta degil
büyüdüğümüz halde çocukluk yapmakta sanırm..
emin değilim
çözemiyordu nasıl biriydi.?
bunu da..
bunu da zamana birakti..
zaman ne çok şeyi sürüklüyordu arkasında..
birazdan o da yorulacak ve birakiverecekti herşeyi..
o anı beklemekti en iyisi..
bugünlerde hayat...

-ev
-0.7 siyah faber
-sarı battaniye
-ne kadar sulasam da kuruyan beyaz sardunya
-çay
-these days
-açılmayan perde
-bekleyiş
-tekrar bekleyiş
-büyük bardakta çay
-my benim demek benim my name is deki my la aynı
-züreyfa
-uyanamadım zehra..
-because ı miss you
-biriken çöpler
-rüyalar
-çay
-çalan zillere rağmen neden açmadığımı bilmediğim kapı..
-''dile benden ne dilersen dedi cin '' yazısı,,
-acılı tarhana çorbası
-yemlik otu


'tevafuk'
Birbirini haftalar sonra, aynı gün, aynı saat, aynı dakika ve aynı saniyelerde aramak ve mesgul çaldığını duymakmış :):):):) with B

17 Kasım 2015 Salı

kimisi daha kolaydı.
ve belki de bu yüzden daha keyifli geliyordu ona...

zoru seçti.
emin değildi
ama seçti
ne yapacagini bilmiyordu.

belki de ümidini kaybetmek için
çok acele ediyordu
zamana mi biraksaydi?

çabalasa da sanki 1000 tane düğümden sadece birkaçı çözülecek gibi hissetti bi an.
boşvermek üzereydi..

ama olsun dedi.
olsundu.
düğümler 999 a düşse bile kâr'dır dedi.
olsun.

elinden geleni yapmaya devam edecekti..
Yine beni kararsızlık limanlarinda tek basima birakip,
ilk gelen gemiye mi bineceksin?
Bugünlerde hayat..


-ütü
-ilaç
-simit+peynir+çay
-ilaç
-günaydın orti
-autocad+sketch-up + müzik
-blog
-gmail
-vatsap
-yemek
-namaz
-blog, gmail, vatsap
-autocad+sketch-up + müzik
-çukulata/tatlı
-namaz
-çay
-blog
-autocad+sketch-up + müzik
-namaz
-çocuklarr
-ev
-namaz
-yatış

bugünlerde hayat...

uykusuzluk
çay
sabah 9
günaydın orti
autocad
kahve
şarkı
türkü
çay
kemal amca
çay
akşam6
anılar
hayaller
özlem


belirsizlik.



Bazen..
Geç olmasındansa
Hiç olmamasını tercih ederim.
ha bi de
Bugünlerde hayat:

https://www.youtube.com/watch?v=7KuJLbuXxNc

'Günler geçiyor
her şey daha dün gibi maziye baktım da yine
günler geçiyor deliler gibi
mevsim dönüyor
nisan yağmurları öncesi
son kez bu gece
görsem diyorum bir yudum sizi

hasret bir bulut geldi gitmiyor
sizsiz ne kadar bensizim kimse bilmiyor
alsam başımı gitsem diyorum
gittiğim her yerde hasretiniz terk etmiyor

hangi rüzgar bana sizden haber getirir?
yaralı bir kuşun kanadında kırık bir tüy gibiyim
hangi rüzgar size benden selam götürür
kıyıda külü geçmişe ağlayan sönmüş ateş gibiyim

dağlar duman olmuş, gönül , dağlar gibi ol
küsme geçen saatlere:)
bir gün çözülür tılsımlar
bir gün yıkılır duvarlar 
Dostluğun gücünü bilenlere'

Bugünlerde hayat:

uyku
proje
yemek
çay
mısır
uyku
proje
yemek
çay
uyku
proje
   .
   .
   .
   .
   .
   .
Limon'a yapılan bu arka plan resmi jestini siddetle kiskaniyor
dondumali bi arka planla bana da yapilmasini bekliyorum
belki dogumgunumde yaparsiniz :)
Haha saka saka aslinda ben de sevdim :)
Hüzünlü hava biraz gitsin :)
ne komik...

"dondurma" deyinca cevizli ve kestaneli,
"peçete" deyince mavi minderlerin yanında ki altındaki
"bonibon" deyince helal pasta süsleri
"beklemek " deyince sabahın körü öztürkler apart önü
"hapşurmak" deyince hastalıktan çıkmayan sesle proje anlatma çabaları

geliyor sa aklıma;

hüzünlü bir hikaye bizimkisi...


Bugünlerde hayat..

Dondurma
Hapşuruk
Peçete
Vatsap
Bonibon
Beklemek :)
Lolipop
Bulasik yıkamak
Cikolatali süt
Kararsızlık

Ve herzamanki gibii

Rengi solmus bileklikler :)





Ğ HARFİ

'Dağın zirvesinde yaşayan kartalı' yazacaktı.
Başladı küçük kız.
bir yandan yazarken bir yandan sesli ve yavaş bir biçimde:
'daaaaaa' diyordu.
'aaaa''
evett. iki harf bitmiştiii:)
devam etti:
'daaağğğğ..'

??

'daaağğğğ'  'daaaağğğğğığığ'
o da ne!
ğ hangisiydi.aklına gelmedi.

bir daha:
'dağğğ....???'

hayır. gelmiyordu.
ğ harfini bastırarak söylemeye devam etti(sanırım bulabilmek için:) )

'dağğğğ..'    'dağğğığığığı....'

dayanamadı abla bu çabaya.
girdi araya.
yandaki metinden Ğ harfini gösterdi
bu sesli bulma çabası ablanın hoşuna gittii.:)
çok hoşuna gitti.
gülümsedi.
sonra unutmamak için yazdı bi kenara


yarım saat
belki daha az aralıklarla kontrol ediyorum..(evet. aslında işteyim ve canım sıkılıdığı için:D )
çünkü eskiden olduğu gibi yine iç dünyalarından haberdar olmak istiyorum
hayatlarındaki detayları bilmek istiyorum
detaylarda gizlidir çoğu zaman hisler
çok şey söyleyebilirim de (aklına gelmedi) kısaca şöyle:
kafaların üzerindeki bulutları bi beş sene sonra da yine okuyabilelim istiyorum:)

buraya yazın koloni, güzel detayları..
bulutu mesela. bi tuzluğu mesela. yada parçalanmış bi ayakkabıyı yadaaaaa
ne bileyim renkleri solmuş bi bilekliği..
herşeyi.

günaydınnn..
koloni huzurla uyanın
 günaydın ayak ucumda göremediğim
günaydınn sol tarafımdan istediğim zaman saçını çekemediğim
günaydın yatağımdaki sakızın sahibi
günaydın sabah uyanınca ellerinde balonlarla karşımda göremediklerim
günaydın şimdi gecenin bir yarısı fırını kullanmak için eve giremeyen, girmesini istediğim
günaydın neye gülüyonuz bu kadar mesajımı duyamadığım
günaydınn terliğinin hızla kapıya vuruşunu du....

ŞAKGA ŞAKGA :D :D :D :D
iyi geceler..
koloni huzurla uyuyunnn..uyanın


iyi geceler ayak ucumda göremediğim
iyi geceler sol tarafımdan istediğim zaman saçını çekemediğim
iyi geceler yatağımdaki sakızın sahibi
iyi geceler, sabah uyanınca ellerinde balonlarla karşımda göremediklerim
iyi geceler, şimdi gecenin bi yarısı fırını kullanmak için eve giremeyen, girmesini istediğim
iyi geceler, 'neye gülüyonuz bu kadar:D ' mesajını duyamadığım
iyi geceler, terliğinin hızla kapıya vuruşunu duyamadığım
iyi geceler, minik çantasıyla bi anda canı sıkılıp gezmeye gelemeyen, gelmesini istediğim
iyi geceler kolonin çılgın üyesi
iyi geceler popüler kültür müziklerini kentsel ödeviyle buluşturan
iyi geceler koloninn edalı gelini...
iyi geceler, gecenin bi yarısı çay diye sıcak su koyan, şimdi yapıştırıcı kokusu eşliğinde onu içmek istediğim

iyi geceler, sıkıntılarımı
zı birlikte def ettiklerim:))

iyi geceler kolonii

vidyolarımızı izledim..
bir sürü genç:)
aynı kafa:)
gürültü, patırtı, kahkahalar..
hep birden konuşmalar....
kıpır kıpır herkes
sürekli bi hareket
bi sirkülasyonn:)))



50 numaraaa duyuyo musuuuuuun?
ben özlemişiiiiimmm.

çok:'(

16 Kasım 2015 Pazartesi

''neden sonra aynada kendine baktı.
o nafile bekleyişlerin,
sonu gelmez ümit edişlerin,
cevapsız soruların toplandığı yerdeydi..''
Sonradan öğrendim;

Meğer küçük prensi yılan soktuğu için üzülürüm diye "roman işte" demiş.

inandım.

Çünkü "Aslolan gözle görülmez. İnsan ancak yüreğiyle baktığında görür." (küçük prens)

olsun "şu büyükler yine de çok tuhaflar."    yg
Çiçeğinin ölümlü olduğunu öğrenince, onu nasıl yalnız bıraktım diye üzülüp bir yılanın zehrinden medet ummuştu küçük prens, çiçeğine kavuşmaktan ziyade çiçeğini korumak için. diye hevesle anlatmıştım küçük prensi.

-"Roman işte" dedi.

-Tebessüm ettim, sustum.

-"Sen yıldızları da seversin zaten" dedi.

Şaşırdım.

Sanırım büyükler tuhaf olmak zorunda olduklarını düşünüyorlar.          yg
''bilir misiniz dalgalar nelerden oluşur;
kabartma tozu,
köpekbalığı soluğu
bir de kumsallardan silinmiş isimler.''
''üzgünüm.

çok üzgünüm.

geç kalınmış bu itirafı;
duyabilir misin?''

15 Kasım 2015 Pazar

uyanınca bi süre kalkmadan geçirilen o saatler ,kalp, ben:))
bir pazar sabahı:D

14 Kasım 2015 Cumartesi

simdi.
korkuyorum
yavaşça değişmeye başlayan rüyalarımdan,
onların tamamen çıkmasından korkuyorum..

sonra
değişmekten..
savrulup giderken bi yanlara
önemsediklerimi ihmal etmekten korkuyorum..

bide
şimdi..
ben
benim kafam karışık
sonra konuşuruz..

Ya da
Karışıkta değil ya
Dingin, dongun...
Düşünmek.istemiyor.
Bilmiyorum
Emin değilim
bazi sabahlar sırtındaki kabanla üşürken, üzerindeki incecik penyeyle kağıt toplayan çocuklar geçer yanından..
 ne yapacağini bilemessin..

İşte,
belki ihtimali olsaydi
o zaman kalbimin demir olmasını isteyebilirdim.
Bazen demirden bir kalbin varmış gibi uyanamazsın.
zaten demirden bir kalbin varmış gibi uyuyamazsın hiçbir zaman.
demirde bükülür nihayetinde... çaresizsindir.
Ben de isterdim.
Eskiden oldugu gibi basimi yastiga koyunca hemen uyumayi.
Dunyalik hicbiseyi takmadan huzurluca uyumayi.
Özeniyorum onlara;
Yalnizca gerekli seyleri umursayip, kafasi rahat olanlara.
elimden tutup koşarken
o uzun kirpiklerinin arasında parıldayan mutluluk ışığını görmek..ne harika şeydi..:)
13 kasim 2015

13 Kasım 2015 Cuma

Büyümekistememekamayinedebüyümekzorlanmaksonrabüyümekistememekamayinedebüyümekveyinezorlanmaksonraveyinebüyümekistememekamayinedebüyümek.
çözmeye çalıştıkça
daha da çok karıştırdım..
''bilmem.. bi süre sonra
 bi köye çekilip orda yaşamak isterim heralde ben..  güzel olurdu..''  demişti..

 koloniden biri..

 onu şimdi anlıyorum..
....bazen birinin hikayesini duyduğunda dersin ki;
" hadi be! böyle insanlar da var mı gerçekten?"

evet böyle insanlar var

ısrarla görmezden geldiğimiz...

hayata tutunacak bir dal bulabilmek için çırpınan çocuklar var.

belki seslerini hiç duymadığımız ama çığlık çığlığa bağıran çocuklar..

karnı acıkan kuş yavruları gibi, büyük kuştan ufacık sevgi bekleyen çocuklar..

küçücük yaşında sırtına ağır yükler yüklenip 'Hadi Yallah' denilen çocuklar..

tek derdi bilgisayardaki oyunu geçmek olmayan çocuklar.

sadece dikkat çekmek,
ilgiyi biraz olsun kendinde toplamak için kolunu bacağını parçalayan çocuklar..

bunlar hikaye değil. 
kısacık ömründe çok şey yaşayan çocuklar var. 
yaşamaya çalışan..

 biz görsek de görmesek de varlar..

'Zaman' ellerimden kayıp gidiyor..
Tutamıyorum.
GEÇ KALAN ...

Üzüldüğünüz bunca şeyde haklısınız küçük hanım.
Ama ben en çok içimdeki çocuğa üzülüyorum
Hevesle büyüttüğüm çocuğa...

Düşünüyorum da; ne güzeldi çocuk olmak.
Dert ettiğiniz karıncalar var ya
Mesela onlar sadece çalışkandı küçükken.
Dert etmeniz gereken kadarını bilmiyordunuz.

Sonra en kötü Gargameldi.
Düşünsenize küçük hanım
"insanların kötü olma ihtimali"bile yoktu.

ve "yalan söylemek çok kötü bir şey" di.
Bu nedenle tüm insanlar dürüsttü.
Kandırılma ihtimaliniz yoktu.
Bu bile başlı başına mutlu olma sebebi.

Bir de ağlayınca;
"dert etme, kendini üzdüğüne değmez"
     demezdi ki kimse...
Ne için ağladığını anlamaya çalışıp,
  ihtiyacını giderme derdinde olurlardı.

Dertsiz bir hayat düşünebiliyor musunuz küçük hanım
Güçlü olmak, dik durmak zorunda değilsiniz.
Oyuncak alınınca geçen sıkıntılarınız var.

Bir de çocuk olunca gidenlere ağlayıp
   kalanlara üzülmüyorsunuz ki.
Çünkü herkes cennete gidiyor.
Yokluklarını bile büyüyünce anlıyorsunuz.
Büyüdükçe dertleniyorsunuz.

Çocukluğun bahçesindeki ağaçta asılı salıncakta
       sallana bilir misiniz hala?
60 yaşında hala salıncağa binebilirsiniz belki...
Ama bunca dert, elem, keder, sevinç
   ağır gelmez mi o salıncağın masumluğuna?

Küçükken "çocukluk etme" derlerdi ya küçük hanım
En büyük çocukluğu büyüyerek yaptık
En bi bencil tarafımız; çocuk kalamayan yanımız.
                                                                    (YG)
bir fizik dersidir hayat..
ne vakit yolunu bölsen zamana
sana hep hızını verir..

kimse zaman vermez oysa..

ne kadar yavaş gidersen git
hayat sana hep hızlı gelir..

ne kadar yaşasan acemisin
ne kadar koşşan yavaş..

iyiyi ve kötüyü pekiii
söyle;
kim bilebilir..

oysa bozuk saat bile
günde iki kere hiç tereddüt etmeden
sana doğruyu gösterir..

ve ne tuhaftır ki hayata gelen bütün insanlar;
birgün yaşamının biteceğini bilse bile
hiç gitmeyecek gibidir...
                               
                                            ''doludizgin yıllar''

11 Kasım 2015 Çarşamba

burasi bursa..saat 20.19 çarsamba..onlar koloni. Burdalar.. Ben resmi cekiyodum çıkmamışım.

hüzünlü bir hikayeydi ya bizimkisi;

Sabahlanan gecelerde,
Yetişmeyen paftalarda,
İsyana sürüklediği halde
    koloninin isyan ettirmediği projelerde,
Ozalit kuyruğunda
    değilmiş hüznü.

Şu an olduğumuz noktada;
Apayrı şehirlerde, apayrı yaşamlarda
"bizim bir koloni vardı..." diye kurulan cümlelerde
artık esürtüp çirkefleşememekte
ablayla kıskandırıp, yeğen özendirememekte
aynı şarkıyı bin beş yüz kere dinleyememekte...

Metaforlarda;
Lavanta çayında,
pekmeze karabiber dökmekte
mavi minderlerde,
cevizli dondurma da,

Yağmur da, karda
hep durmadan sürekli yaşanmışlıkları hatırlamakta...

Haklarında hayırlısı olsun diye en içten dua ettiğin insanların özleminde,
Çayın kokusunda, muhabbetin demine varamamaktaymış.
                                                                                              ÇAY?


                                                                                     (Y.G)


BOGOSHİPTA
Gecmise gitsek..
Yalnizca bi gun icin
İstedigimiz bi gune
Hunharca eglensek o gun

Sadece bi gunlugune,
Gecmise gitsek ve simdi kaybolmaya baslayan anilarimizdan bi gunu yasasak.
Cunku, ezberlemek istedigim, herbirinizin gulumseyisini unutmaya basladim.
Artik yalnizca fotograflardaki tebessumlerinizle yetiniyorum.
Bi gun icin, gecmise gitsek
Ve hunharca gulsek o gun
Ve o gün cok uzun surse.


Olamaz dimi.
Bi baska yere isinlanmamizin mumkun olmamasi gibi
Gecmise de isinlanamiycaz hic.


Beklemekduaetmeksonrabeklemeksonraduaetmekveyinebeklemekveyineduaetmek.

güzel biseylerin olacagini beklemek.guzel biseyler icin dua etmek sonra.
KIZLAR SİZ NE YAPTINIZ!!!???

Hayatımda hiç bu kadar MUTLU oldum mu bilmiyorum 
Hayatımda hiç bu kadar sevildiğimi hissettim mi bilmiyorum 
Dostluk ya da arkadaşlık değil bu başka bir şey
Karşılıksız birbirini sevmenin sevginin şekil almış hali
Buna isim bulacak olacak olan lütfen yazsın 😅
Düzenlenen videoyu izlerken hissettiklerim;

Mutluluk 
Özlem
Mahçubiyet
İçtenlik
Doğallık
Nasıl 
Birada olmamanın hüznü
Hemen koşup sarılma isteği (boğmaya yakın ama değil 😄)
Eski fotoğraflarımızı görünce zamanın ne kadar hızlı geçtiğini daha da fark ettim. 
Onun hızına aldırmadan birlikte geçirilen zamanlarımız bol olsun. 
Ben bu kızlardan sonsuza kadar ayrılmak istemiyorum
Sizi çok seviyorum 😍


'yaa ne zaman bitcek şarkııı
sıra bende
ben açcammm... s .s.s'

dediğim şarkıları dinliyorum şimdi
defalarca

artık hep ben açıyorum
Bilemessin..
Ne zaman, neyle karsilasacagini
Ve bi asansör kapisinin acilmasiyla belki
Yureginin mutlulukla dolacagini...:)
10Kasım'dan bi hatıra..Bi asansör hatırası..:)

10 Kasım 2015 Salı

koltuklar oturmak içindir..
üzümü yeme!
ben onunla konuşuyorum..

'bahar yarın gelir mi?..'

dur!
masaya dokunma
ya da dokun

bilmiyorum..
"Sabah olsun ben giderim sen kal rüyamda"

9 Kasım 2015 Pazartesi

Önemsemekönemsenmemekönemsediklerintarafindanönemsenmemekkırılmaksonraönemsenmemek.


Önemsemekistememekyinedeönemsemekveyinedeönemsenmemekkırılmaksonraönemsenmemek.
Umudun zayif bile olsa umut etmeye devam etmek mi
Yoksa beklenen sona cabucak varip uzulmek mi daha dogru
Daha az can yakici
Bilemedim
50'de simdi kim kalıyodur acaba
Ve farkinda midir
Duvarlarında saklanan bi dolu kahkahanin
50'de simdi kim kalıyodur, ve farkında midir o mekanin degerinin
Farkinda midir simdi bi cok kisinin orda olmak istediginin
Farkinda midir yer sofrasina maksimum kac kisinin sigabileceginin
Farkinda midir aynaya ayni anda uc kisinin bakip hazirlanabileceginin
Farkinda midir balkonundan, karlı cati manzarasinin cok guzel oldugunun
Farkında midir mutfak lavabosunun heran kirilabileceginin
Farkinda midir salona giris kapisinin cokmek uzere oldugunun
Farkinda midir orda bi cok sebepten farkli bi suru kisi tarafindan ne kadar gozyasi dökuldugunun
Farkinda midir Orda kac top tadimdan dondurma yenildiginin


Bence degildir..
Yan odadaki kizla bile pek konusmuyodurlar belki..
Son iki yilda orda yankilanan binlerce kelimenin aksine
Birlikte gulmuyodurlar
Orda bi suru kisinin ayni seye dakikalarca gulmesine karsilik..


Keske farkinda olsa, ve bilse oranin kiymetini
Gerci oranin kiymetini ne kadar bilse de
Ne kadar eglenseler de orda
Bi 'bademlik kiz kolonisi' orda olmuycak..

Huzunlu bi dizi repliğiydi..

'Gitme' demisti Adam
'Sana ayak bağı olmam,
Gitme'

Kız o zaman gitmemisti ama,
Finalde giden Adam olmuştu.
Bi daha hic dönmemek uzere.

Adam, ölmüştü.
''beni umutsuz ve yorucu buluyor olmalısın;
  ne yaptığıma dair hiçbir fikrim yok..''
                                                       pinocchio
sonbahar bitiyor,
tüm çiçekler soluyor;
sen gideceksin;
ben de gitmeliyim..

8 Kasım 2015 Pazar

'Belirsizlik.'
Ne uzun kelime.
Ve ne cok ihtimal barındırır hecelerinde.
Cumartesi aksamindan 10 a kadar uyumanin hayaliyle yatip,
Pazar sabahı 7.45 te uyanip saat 10 a kadar yatakta dön dön uyuyamamak nedir bilir misin cici kız?

'Çalışan kız sendromu:D'
ne garip yer burası
yıkılmış bedenler..
bi eşya gibi taşınırken
kimisi avuç içi kadar boyuyla gözlerini kırpıştırıyor dünyaya..
beyaz ve gri renkleri yoğunlukta...
üşütmeyen serin ortam. yapay bi havalandırma...
insanların gülümsedigini de görmesem..
sankiii
yıllar önce tasarlanmış bir bilim kurgu filminin içinde gibiyim..
makineler aletler..
yapay ışıklar
makinelerin uğultusu
kimi yaşlı gözler hatrlatiyor makine olmadığımı...
hastanedeyim -ekim 2015-
bi bayram anısı

bi teyzenin evine gittik bugün bayramlaşmaya
çok yaşlı..
bi küçük pencerenin önünde yatağı,
yatağının üzerinde
öylece dışarıyı seyrediyordu
tek başına
küçücük evinde...
gidince biz, ağlamaya başladı
"kimlerdesiniz dedi", söyledik
nezire ebe derler. annemin ananesi.
belki 20 belki 30 sene olmus vefat edeli
"Nezire öldü mü?
öyle duydum geçen pek üzüldüm" dedi teyze
ağlamaya başladı
onun arkadaşıymış.
içini çeke çeke ağladı.
20-30 sene önceki ölüme
dünmüş gibi ağladı

sürekli unuturmus.
sonra her hatırladığında yine yeni gibi bidaha ağlar..
arkadaşı gitti diye..

biraz geçti..
sonra
"Oğlum bu bayramda gelmedi" dedi.
ağladı..

"1 aydır yok" dedi iç çekişlerinin arasında
belki de geldi oğlu haberi yok.
unutmuş..
"Ben sizi gördüm pek sevindim" dedi.

sonra "kimsiniz siz" diye yine sordu..
"Hasene" dedi annem.
"Onun kızıyım ya yenge" dedi.
"Hasene kim" dedi..
ananem olur benim.
annem devam etti. "Basriye gelin aldıydınız ya yenge hatırladın mı" dedi.
hatırlamadı yenge..
ağladi...
bize bakti ağladi.

"herkes göçtü gitti" dedi.

bi ben kaldım.
bi ben kaldim
bende yolun sonundayim.

gözyaşlarını siliyodu annem.
pencerenin kenarından mendil aldı
kırmızı minik çiçekli bi mendil
"benim mendilim var kızım" dedi
sildi yaşlarını.

"bi ben kaldim" dedi.
hepsi öldü..
bi ben...



sonra kalktık biz..
pencerede tek başına kaldi arkamizda
bizi de unuttu şimdi eminim
ve yine hatrladıkça ölümlere ağlayacak.
unuttukça oğlu gelmediği için ağlayacak
iyi ki görmediniz ağlayışını..

bi ben kaldım dedi .
ne zordur tek kalmak
bi başına
bi pencere kenarında...



insanin en kıymetlileri onu iyi kotu sinirli sakin uyusuk uyuz sevimli şımarık üzgün kırgın..vs oldugu her an onu çekenlerdir. nokta.
dua ederken
 isteyecek bir sürü şeyi olmasına rağmen
'Allah'ım sakız'
diyen kimsesiz çocuk masumiyeti...
-2014-
bu kalabalık,
 kargaşa..

diyeceğim o ki,

Yoruldum..

herseyi unutup bi ağacın dalından, yıldızları seyretmek istiyorum.. arka fonda yalnızca cırcır böcekleri..


"çalıkuşu"
ozetle,
savaşın ortasında komutansız kalmak bütün mesele...
oylee şaşkın, ne yapacagini bilmez
savasmaya devam ederken yakani bi turlu birakmayan icinde savasman gereken bi acı...
çaresizlik..
herkes kendi savasinin derdinde..
en büyük savaş hep kendinde mi?



"çalıkuşu"
'Bitene kadar bitmiş sayılmaz.'

7 Kasım 2015 Cumartesi


Bu dünyaya gelmenin anlamlarını keşfetmeye çalışırken,
Bir tanesini buldum sanki
Sonsuz olacak olan bir tanesini sonunda buldum.
Gerçekten sonsuz ve o kadar sıkı bağlı ki.
Ama,
Onu görmeniz imkansız
Sadece hissedebilirsiniz.
Şöyle dedirtir keşfedilen şey
"Mesafeler kimin umrunda
Biz hep beraberizki.."

Ne keşfettim sizce ya da siz neler keşfettiniz şu yaşamınızda?
Yorumlar gelsin koloni blog ta aktifleşsin.. :))


6 Kasım 2015 Cuma

'Baska yerlerdeki tek golgeler'
O golgelerden biriyim..
Dusundum ben de;
Dusundumki tanidikca, bildikce, vakit gecirdikce yureginin guzel koselerine yerlestirirmissin bazilarini.
Sonra da eskisi kadar vakit geciremezmissin.
Yeni telaslar kaplarmis hayatini
Onlar basrollerin olamazmis.
Arka planda kalmak zorunda olurlarmis
Suana kadar hersey normal, normal bi hayat isleyisi.


Ama ya yuregin siliklestirmek istemiyosa onları?
Hep eskisi gibi olmasini, istiyosa?
..

Dün hissettim
Hayat beni de sürükledi bi yerlere..
bıraktığımız anılar zaman içinde kayybolup gidiyor..

Biraz daha ciddiyim buralarda
Dün
Yürürken tek başıma
Kendi kendime konuşurken
Bi ara
Gölgemi gördüm yerde...
Hep konuşunca yanında hissediyor insan..
Gölgem tekti..
Bundan sonra boyle dedim
Baska yerlerdeki tek golgeleri düşündüm sonra

Sakin bi müzik arkada
'Sen kal ölene kadar "
Mesela şu evde oturanin halası kim? Su anda napiyo?
durdum
gözlerimi kapadım
her yer sessiz..
hafif bi rüzgar
ov!!
saçlarımm
uçuşuyolar..
inceden üşüyo muyum?
yok yok esmeye devam etsin..
gözlerimi açsam mı?

bi dakka bu ses
dalgaların sesi!!
ne kadar güzeller
bişey mi söylemeye çalışıyolar??

bi süre böyle mi kalsam
hep mi böyle kalsam..

derin bi nefes aldıktan sonra
yavaşça gözlerimi açıyorum..
o da ne !!!
her yer ışıl ışıl
güneş gözlerimi alıyo
pırıltısı da denize vurmuş..

içim kıpır kıpır
yanımdaki ağaçlarda
benimle bir denizi seyredip
rüzgara eşlik ediyo ..

martılar;
etrafta uçuşuyolar..

birine seslenmek istiyorum
heeeyyy
duuuur!!
dur
beni de götür

gitmek istiyorum..

















5 Kasım 2015 Perşembe

2 Kasım 2015 Pazartesi


   Telaslar bitmis,gece olmus,yildizlar cikmis ve biz yollara dusmus.kulagindaki bi ses yine seni goturur bida hic gidemeyecegin sarı koltugun ustune. Sen sari koltugun ustunde.bilgisayar dizlerinde. Yerde beyaz zini ya da sini:) uzerinde biraz torku, biraz lokum 1 ay öncesinden kalma:)) masanin ustunde gonye,corap,saksida cicek, bikac bardak icinde yarim kalmis suyla      
ve yaninda Onlar:) herkes juri telasinda ellerde cizim, agizlarda sakız, kulaklarda 'Aygız'...

1 Kasım 2015 Pazar

'But dreams come slow and they go so fast'
Uzagız ya artık.

Simdi hangi yagmurlar ıslatıyo seni?
Hangi ruzgarlara bırakıyosun kendini?
Gokyuzundeki hangi yıldızı tutuyosun?
Hangi insanlar acıtıyo kalbini?

Bilemem dimi..uzagız ya artık