GEÇ KALAN ...
Üzüldüğünüz bunca şeyde haklısınız küçük hanım.
Ama ben en çok içimdeki çocuğa üzülüyorum
Hevesle büyüttüğüm çocuğa...
Düşünüyorum da; ne güzeldi çocuk olmak.
Dert ettiğiniz karıncalar var ya
Mesela onlar sadece çalışkandı küçükken.
Dert etmeniz gereken kadarını bilmiyordunuz.
Sonra en kötü Gargameldi.
Düşünsenize küçük hanım
"insanların kötü olma ihtimali"bile yoktu.
ve "yalan söylemek çok kötü bir şey" di.
Bu nedenle tüm insanlar dürüsttü.
Kandırılma ihtimaliniz yoktu.
Bu bile başlı başına mutlu olma sebebi.
Bir de ağlayınca;
"dert etme, kendini üzdüğüne değmez"
demezdi ki kimse...
Ne için ağladığını anlamaya çalışıp,
ihtiyacını giderme derdinde olurlardı.
Dertsiz bir hayat düşünebiliyor musunuz küçük hanım
Güçlü olmak, dik durmak zorunda değilsiniz.
Oyuncak alınınca geçen sıkıntılarınız var.
Bir de çocuk olunca gidenlere ağlayıp
kalanlara üzülmüyorsunuz ki.
Çünkü herkes cennete gidiyor.
Yokluklarını bile büyüyünce anlıyorsunuz.
Büyüdükçe dertleniyorsunuz.
Çocukluğun bahçesindeki ağaçta asılı salıncakta
sallana bilir misiniz hala?
60 yaşında hala salıncağa binebilirsiniz belki...
Ama bunca dert, elem, keder, sevinç
ağır gelmez mi o salıncağın masumluğuna?
Küçükken "çocukluk etme" derlerdi ya küçük hanım
En büyük çocukluğu büyüyerek yaptık
En bi bencil tarafımız; çocuk kalamayan yanımız.
(YG)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder