31 Aralık 2015 Perşembe

evet kafami doldurmaliyim
hemen hemen başka şeylerle..
o kelimeler aklıma geldikçe çünkü
boğazına kadar ıslanıyorum...
bu rüya
sanki beni teselli etmek içindi.


derin bi üzüntü bırakıp gitti.




Önemsememeliyim..
Ancak böyle yaşamaya devam edebilirim.
..

Her zaman

Yapamıyorum.
Bu saklambaç oyununda;
Ben saklanırsam,
Beni bulmak yerine,
Onun daha da karanlığa saklanmasından korktum.
Çırpınıp durma ey kalp
En çok üzülen yine sen olacaksın.

Bekleyip durma ey gönül
En çok özleyen yine sen olacaksın.
Sıcak gülümsemelerine alışkın olduğu o yüzlerin,
Ona bakan donuk bakışlarını gördü sonra,

içi acıdı.

Kalplerine dokunmaya alışkın olduğu o bedenlerin
Ruhuna ulaşamadığını farketti o an için

içi sızladı.
oyyy oy ben izninizle şuraya biraz ağlayıp gidicem
ya sizin elinizde ki işe nie bi başkası salça olup ukalalık yapıyor....
ya sen kendi işine baksana herkes kendi işini yapsa zaten bu memleket bu halde olmaz neyse memleket konularına girmiycem...
valla ukala kendini beğenmiş insanlara sinir oluyorum fikrini söylemek ile salça olmak arasında ki farkı bi bilmeli insan...
yine gergin anlar.... insana tahamülüm kalmadı galiba benim
dalından kopmuş da
ordan oraya savrulan bi yaprak gibi..


geri dalına dönemez değil mi?
eski yemyeşil haline de..



''yaprak çoktan koptu
 eskisi gibi değil artık; sararıp kurudu
 daha da güçsüz daha da zayıf oldu
 şiddetli bi rüzgar eserse.........''


30 Aralık 2015 Çarşamba

''sızlanmayı bırakmalısın.''

 haklısın, ama

 yüreğim o kadar doldu ki
 dilimden dökülüveriyor
 engelleyemiyorum.

 unuttum
 bi an için unutum..
 ama
 devam etmeliyim dimi
 taşsa da dökülsede yıkılsa da kırılsa da..






ben de yoruldum
hiç bişeyle baş edebilecek gücüm kalmadı

yaşamak ağır geliyor şimdilerde bana

bi köşeye saklansam
ağlasam ağlasam ağlasam..



Ses seviyesi yükselince
 sanki içimde
kaçacak delik ariyor biri.
Kulaklarını tikayip çomeliyor ücra bi yere


Dışarıdansa
Çatık bi kaş
Dolu göz
ve yeter aanlamında sakince  kalkmış bir el
Yordu beni,
Kelimeler..
Yine gülümsedi.

kendini hızla geçiştirip onları sordu
'Nasılsıniz, iyi misiniz?'

kendini geçiştirdi, çünkü
olur da anlarlar da
'neyin var' diye sorarlar diye korktu,
anlatmak zorunda kalır diye korktu..
anlatır da onun icin önemli olan derdi basitleşir diye korktu .
insanların dillerinde süresini tamamlayıp önemsenmez diye korktu.
'geçer, sıkma canını ya' diyip yeni gündemlerine geçerler diye korktu.
..
Yine gülümsedi, mutluyken de üzgünken de..
her zaman en iyi yaptığı şeyi yaptı.
ağlasan ne farkeder ki

birşeyler için çok geçse artik

bi sure katlanmak...?
ya sonrası??


''Bir zamanlar, herkesten uzakta, kimsenin keşfetmediği, gökdelenlerin, apartmanların, büyük marketlerin, elektrik direklerinin olmadığı Yıldızistan adında bir ülke varmış. Yıldızistan’da gündüz vakti çocuklar kocaman ağaçların tepelerine çıkar, çeşit çeşit meyveler toplayıp yer, buz gibi suları akan derelerde ayaklarını yıkarlarmış.
Yıldızistan’da güneş batıp akşam olunca oyun oynamaktan yorulan çocuklar, masa sandalye yapan marangozlar, elbise diken terziler, ülkedeki herkes bütün işlerini bırakırlarmış. Evlerine gider, kapıların arkasında gizlenen altın oltalarını alır ve yıldıztoplayıcılığına başlarlarmış.
Her gece ülkedeki her vatandaşın bir adet yıldız toplama hakkı varmış. Herkes kendi boyuna göre ayarlanmış altın oltalarını gökyüzüne doğru uzatır ve ayın etrafındaki yıldızlardan bir tanesini tutarmış. Elektrik veya mum gibi ışık verecek aletleri olmayan bu ülkede yıldıztoplayıcılığı yapmadan yaşamak mümkün değilmiş. Kimisi topladığı yıldızını mutfağa götürür yemek yapar, kimisi kütüphanesinde yıldız ışığı altında kitap okurmuş. Uyku vakti geldiğinde ise yıldızlarını tekrar  altın oltanın ucuna takıp gökyüzüne salarlarmış. Güneş doğduktan sonra bir yıldız dünyada kalırsa  gökyüzünün karanlığa gömüleceğini herkes çok iyi biliyormuş..''
yildizistan1
koloniyle yıldızistan'da yaşasak ne güzel olurmuş!!! 

29 Aralık 2015 Salı

Kalktı sonra,
çayından bi yudum aldı..

yorgun gözlerle pencereden baktı.
hava çok sisliydi.
net olarak göremiyodu o akşam.
karşıdaki otobüs durağını da, dükkanları da

gökyüzünü de göremiyodu,
ve
..
yıldızları da..

belki ordalardı ama,
göremiyodu işte.

hava çok sisliydi.

'bazen de,
bazen de kendilerini onların göstermesi gerekir'
diye düşündü.

'otobüs durağının, karşıdaki dükkanların, gökyüzünün
ve
yıldızların..'


'geride kalan kalbinizse,
 mutlaka geri dönersiniz.'
unutalım..
Benim için kolay değildi
Senin için de öyle sanırdım

28 Aralık 2015 Pazartesi

İçim sızlıyo
Çok sızlıyo
Ne yapabilirimm
Nasıl olur da, birbirini çok iyi tanıyan insanlar
Bazen birbirini anlamaz?
Nasıl olur da, o insan için bi adım atmaz?
Nasıl olur da, başka yerlerde,
Üzgün olmalarının bi önemi olmaz?
 bi an olsun içimdeki hissi duymani isterdim...

değersiz hissederken,
ne yapacağını bilemeden çırpınan,
çırpındıkça boğazımda düğüm bırakanı.....

şimdi
yine ne yapacağını bilmiyor,
'ne olur, ne yapabilirim anlat bana'
kafam karışık.
Anılar olmadan yaşamanın bi önemi yok derler.

Mutlu anıları hatırladığımda üzülürüm, çünkü o günler çok uzakta kalmıştır.
Hüzünlü anıları hatırladığımda da üzülürüm,  çünkü o ana yeniden dönerim.

Kafam karışık,  ne yapmalı?

yok öyle o kadar!


Benden bu kadar.
Koloni olmak gittigin mekanda 15 kisilik yer yok lafina alismak
Koloni olmak her daim bir suru evin oldugunu bilmek
Koloni olmak kendi isin gibi acele ile arkadasina yardim etmek
Koloni olmak dondurmayi o seviyor diye bi kasik eksik yemek
Koloni olmak bir odada 9 kisi uyumak
Koloni olmak mezunken kekini kurabiyeni yapip arkadaslarina juride dua etmek
Koloni olmak karsilik beklememek
Koloni olmak sadece sevmek
Koloni olmak yan yanayken daima laf sokmak
Koloni olmak ayrildigin anda ozlemek....
Allah iki cihanda ayirmasin koloni iyiki var hoscakal bademlik ne sanslisin bir koloni gecti siniflarindan kendine yakisan sekilde vedasini etti gidiyoruz biz hoscakal...
Bi çok şeyi anlayan sen
İçimden sana bagırdığımı anlayamıyo musun?
Yoksa ben herşeyi kafamdan mı uydurmuşum?

Ne bu sessizlik?!
Peki nefes aldığın şuan için?
Zamanla düzelecek olmasının ne önemi var?
Dün bi kabus gördüm..
Kabuslar gerçek değildir dimi?
Kalp acıtan o cümleler,
Gerçekten hissederek kurulmamıştır.

Dimi?
Gerçekleri rüya gibi yaşamaktan sıkıldım
Bundan şikayetçi değilim
Sadece kafamı karıştırıyor

bu hüzünlü dünyada
yapayalnız' mışım.
sen bana hiç 
sana baktığım gibi bakmamıştın
Umudum da yoktu, 
Umut da vermedin zaten
Neden hala heyecanlıyım
Heyecan için teşekkürler..



Beni böyle hatırlama

27 Aralık 2015 Pazar

25 Aralık 2015 Cuma

Eee hiç gitmemiş gibi?
Su geçtiğimiz 6 ay rüya mıydı?
Yada şimdiki 2 gün?
Azıcık uykusuzluk?

Çünkü koloni olmak, bunu gerektirir :)

24 Aralık 2015 Perşembe

hi!

ben atike
yarın emine'yi göreceğim için çok mutluyum
o benim idolüm
keşke onun harika karakterinin birazı bende olsa

....


Meraba.
Nası gidiyo?

23 Aralık 2015 Çarşamba

son zamanlarda
herkesin kalbini kırıyorum
bu benim için kolay bişey haline geldi.


yorulmuşluk, tükenmişlik,çözümsüzlük,başedememe,üzüntü 
sabah saat daha 8 bile olmamisken "whatsappta cevrimiciydin aradım" diyen arkadaşların varsa hayat güzeldir.
Her yer kapkaranlıktı, aydınlatıldık.
Hiç yokken, varedilmiş bedenlerimiz oldu.

Yıllardır boğazlarımızdan geçen kilolarca, çeşit çeşit yiyeceklerimiz oldu.
Bi dolu elbiselerimiz oldu sonra.
Dışarısı buz gibiyken kaloriferlerimiz oldu.

Sonra
Tüm bu fiziksel şeylerin yanında,  duygularımız oldu, gercekten yaşadığımızı hissettirecek.
Merhamet oldu, acı oldu, keder oldu, mutluluk oldu, huzur oldu bazen.

Hayallerimiz oldu.
Bazen oldu, bazen de hayırlısı buymuş dediğimiz.

Ailemiz oldu, bazen kızsak da, manevi olarak hep yanımızda olan.

Bazıları girip sonra çıksa da,
Hayatımızın her döneminde arkadaşlarımız oldu bi sürü.
Aynı duyguları paylaşabildigimiz.

Dünya oldu, çevremizde dönen.
Süzülen kuşları görebildik, Güneşin batışını seyredebildik mesela.
Rüzgarın esişini hissedebildik, bi derenin akışını duyabildik mesela.
Koşunca nefes nefese kalabildik, su içince ferahlayabildik mesela.
Yine bu fiziksel şeyleri ruhumuzda hissedebildik mesela.

Farketmeli
Ne çok şeyimiz
oldu.

22 Aralık 2015 Salı

Senin için hiç önemli olmayan bi şey,
Bi başkası için çok değerli olabilir.
Ve
Senin için hiç önemli olmayan bi cümle,
Bi başkasının aklından çıkmayabilir.

Ya da

Senin için önemsiz şey, bi başkası için değerli olabilir.
Ve
Senin için önemsiz bi cümle, bi başkasının aklından çıkmayabilir.
'hatta kaçamayacağınız bir eser ,bir yaradılış varsa
 o da ''gökyüzüdür''....'
Bazen
Duymamazlıktan gelsen de
Hissedersin.
Görmemezlikten gelmeye calışsan da,
Karşına çıkıp durur.
Farketmiyomuş gibi yapsan da,
Orda öylece duruyodur aslında..

Kalbinin acısı.
aptal aşk şarkılarına tahammül edemiyorum.
''kalbim acıyor
 acıyor ama duymamazlıktan geliyorum.''
bunun üstesinde gelebileceğimi sanmıyorum

bu kez
olmaz

bunca zaman .. yük olduğumu
anlayabildim.

üzgünüm
bu kadar geç farkettiğim için.
sen haklıydın.
Ağlıyordu kızın biri. Ama o kadar alışılmıştı ki buna.Pek de sorun değildi aslında. Ağlarr,ağlar susardı nasılsa.Hep ağlıyordu zaten. Kırılmıştı kızın biri ama ne olacak ki? Geçerdi bir saate. Hep kırılırdı zaten dalga geçer gibi.Neydi ki amacı? Dikkat çekmek mi? Ya da belki hiçbir amacı yoktu sadece ağlıyordu kızın biri..

21 Aralık 2015 Pazartesi


kelimelerde iki boyutluydu

ve yetmiyordu

çok boyutlu düşünceleri tariflemeye.
yada rüyaları..

neden
birlikteyken iyi hisseden insanlar ayrılmak zorunda

sürekli farklı insanlarla tanışmak şart mı

meselaa,
kimilerini sevdiysek..
onlar hep bizle kalamaz mı?

hayatımızdan kimseyi çıkarmadan
ekleye ekleye gitsek olmaz miydik?

hepsi bir arada olmuyor mu?

bunun için cenneti mi beklemeliyiz?

ama şimdiden özlüyorsak
sıcak gülümsemeleri..

en içten, ama harttak dokunuşları
ariyosak bazen..

ama buna rağmen unutuyosak yavaştan maziyi

bi yerlere kazımak istediğimiz gülüşleri....

ama o gülüşlerin üzerine
yenileri
kulaklardaki yerini aldıysa artık...

göre göre ellerimizin arasından kayıp gidiyorsa

gözyaşlarıyla uğurlamak mi düşer bize?

yada yenilerini ekleyebilmek için 6 ayda bir
birkaç günlük buluşmalar mı?

artık yeni ayrılıklar yada yeni tanışmalar yapmak zor geliyosa

böylece devam etmek istiyosam ama olmuyosa,

yine boğazımda düğümle kala kalırım burda...

yarın olur yine devam ederim unutmaya

20 Aralık 2015 Pazar

-Gözyaşların mı kurudu?

Gözlerinin önünde sis vardı.
Dışarı değil de içeri akıyordu belki.

Sadece duymak benim içimi acitirken

Yaşamak...




sorumluluk muu ? o.O

herşeyim yarım, yok yok yok bende sorumluluk
'Lapa lapa kar yağsın.'
Ne küçük bi prensesim,
Ne de kırmızı başlığı olan bi kız.

Ne saat 12 olduğunda kabağa dönüşen bi arabam var,
Ne de harikalar diyarındayım.

Masalımı farketmiyo muyum
Yoksa bi masalım var mı

Bilmiyorum.

Ama
Mutlu biten o masallardaki gibi
bir son istiyorum.


Koloniye..

19 Aralık 2015 Cumartesi

böyle işte
gerçekten zorlanıyorum.
verilen vaatler, söylenen sözler geride mi kaldı. yalnızlığı en çok bugünlerde hisseder oldum...

Ahhh

 raya oturan kadar

ne sallantilar yaşadı
O tren

Bilemezsiniz

18 Aralık 2015 Cuma

17 Aralık 2015 Perşembe

İnsan iste
Bilemez

Emin olamaz

Karşısındaki ona doğru koşarken bile

'Gerçekten benim için mi" diye...

   
       -Şüphe duymana üzüldüm.

Bu benim hatam..



Hayatım galiba hep birilerini özlemekle geçicek.

16 Aralık 2015 Çarşamba

Mmmm eyvahhh( çılgın tablosu suratı)



Ya yine sesi içine kacarsaydı??!! (Çılgın tablosu surat)


Ne dese bilmiyordu..

Mutlu
Mmmm
Evet..

ve
Rahatlamış sanki...

Kimileri iyi gelirdi işte öyle..
öyle sert bir kış geçirmişti ki;

ne baharın kokusu ne rengarenk çiçekler
ne de ışıl ışıl güneş..

hiçbirisi onu kendine getiremiyordu.

bak ağaçlara
bembeyaz çiçeklerine sıcacıklar
değil mi diyordum

kar da böyleydi biliyomusun o da bembeyazdı
ama soğuktu diyor.

öyle işte zamanla bişeyler  yoluna girse bile;

o unutmuyordu,

yalnızlığını ,hüzünlerini,çaresizliklerini;
unutamıyordu .





gitmedim.

henüz kabul edebilmiş değilim ki
nasıl giderim!
kırdığınız kalpler;

birikir birikir birikir birikir birikir birik........

15 Aralık 2015 Salı

''hayattan geriye kalan
 para değil
 şanınız değil

 hatıralarınızdır..''
Yetişemedim ben

Yetişmiyorum

Üzgünüm

Ağlasam mı: (
Keske
Bazı şeyler
Düşünmek istenmediğinde
Düşünülmese.

14 Aralık 2015 Pazartesi

Yazı
ben de
Neden kafami toparlayamiyorum.

Artık çok yoruldum.

Odaklanamamaktan..
Sorumsuzluğumdan..
Dikkat daginikligimdan

Kafamın içi sisli gibi

Dağınık ve bulanık..

Zar zor görünen şeyleri toparlamaya
çalışıyorum...
....
Beceremiyorum..

Çok yoruldum..

Gerçekten


Bazen de diyorum ki
Neden..

13 Aralık 2015 Pazar

Kahvaltı
'soğuk oldu hadi çıkalım,  ben de üşüdüm.'
iftar
ağlama
'ben de 50'de kalmayı düşündüm ailecek:)'
depresiflik
proje
'bu anı unutmayın.'
yağmur
maket
aksam yemeği
'hadi bahçede çalışalım hep birlikte.'
çekirdek
sohbet
çay
doğumgünü
kar
'hadi yukarı cikalim projeye, hayir burda muhabbet edelim bi daha nerde bulcaz?'

..


Bu bahçe.



Şimdii
Nasıl mı
Aylar sonra apart.

Evet,
Yine passenger çaldı
Farklı birisi olsa da, yine güvenlik deli gibi zili çaldı :)
Çayı aynı çaydanlıktan içtik ya da
50den kalan tabaklari yikadim yine mesela..


2 eksik vardı galiba;

Bi sıfır eksikti kaldığımız odada,

Bi dee..

4kisiydik.
Sadece 4.


Geri alıyorum.
Eksik 2'den çoktu.

ben bunu değiştiremem.
aklımı da kalbimi de toparlayamıyorum

nerden nasıl tutmalıyım
nasıl başlamalıyım

hepsi karışık vaziyette.

ne huzursuzluk ne mutsuzluk ne de pişmanlık
hiçbirini hissetmiyorum

sadece
göz kapaklarım o kadar ağır ki
kaldıramıyorum, gücüm yetmiyor.










12 Aralık 2015 Cumartesi

İngili mingili kokiki kokiki kokiki
Yes mi no mi no mini nomini nominii
Yesss mii noo muu??
kalbim hızla çarpıyordu.
korku ve heyecan...
ne yapacaktim
ya birşeyler yanlış giderse?!
kafamda kurudukça daha da gerildim..
vakit öğlen..
geçmek üzere
kalktım..
çıkmadan evvel kılaym..
ellerimi bağlayınca kalbimin gürültüsünü iyiden iyiye duymaya başladı..

kafamda bin tane dusunce..
....
iyice gerildim
sonra..
niye bu kadar gerildim diye gerildim..
sonra biara
kendi sesimi duydum..
"...maliki yevmiddin..
din gününün sahibi....."
herşeyin maliki.....

şu gerildigim
birkaç uyduruk şeyin sahibi
küçüldü küçüldü gözümde..

şuanda herşeyin sahibiyle görüsmedeydim..

aracısız..
....

kalp atışlarım yavaşladı..
istedim..
sadece O'ndan..
Bulanıktı.
Sisli bi gecede, net olmayan bi ışık gibiydi.
Üstelik karanlıktı, zar zor seçiliyodu.

Ama..
..
Oradaydı.
Beklediğim,
Umudum.
Mutlu olacağın şeyi yapmak mı?
Yoksa sevdiklerinin mutlu olacağı şeyi yapmak mı?

Bi yanım sen mutlu olmassan, sevdiklerin de mutlu olmaz diyo.
Bi yanım, vardır bunda da bi hayır, sevdiklerin için bi dene diyo.

..

Öyle işte genellikle olduğu gibi
Yine karışık.
''bir yaprağın bile masalı vardır
 ama bazı insanlar masalların ne görür ne de işitir

 senin gibi''     ....dedi    'kumkurdu'


                                                 


gitmek.                  
kalmak.

bence gitmek..



ben fanusu seçerdim.

fanusda yalnız olurum belki
zaten ormanda da yalnız uçmayacak mıyım?

                                              sadece bir gün

hem kanat çırpmak
zor.





11 Aralık 2015 Cuma

evett..

eğer bi kelebek olsaydımm
ormanı isterdim.
sınırlarım belliyse de temiz hava yeşilllik derdim.

ama


kelebek olunca
fanusta mı yoksa ormanda mı olurdummm acaba..??
 emin değilim



çünkü

eğer bana kelebekken bi insan olsaydın neyi seçerdin deselerdi

o zaman seçimim şuanki olduğum yer olur muydu
emin değilim..
Bi kelebek olsaydın..

Güzel bi fanusta mi
Yoksa özgürce yemyesil bi ormanda mi yasamak isterdin?

Muhtemelen ormanda dersin..

Ama ormanda özgürce uçarken de,
Yorulacaksin, nefesin kesilicek
Ve en sonunda yine cok da uzaklara gidemeyeceksin..

Yani kendi ucma sinirin kadar uzaklasabileceksin.

O zaman
Ha fanusta olmuşsun
Ha kocaman ormanda;

Dünyan hep, kendi ulasabildigin sınırlar olacak.
Dünyanın çizgilerini belirleyen,
Yine kendi sınırların olacak.
......



bilmiyorum.
Ne zamana kadar sürecekti bu arayış

10 Aralık 2015 Perşembe

Okadar soğuktu ki bana karşı
İsmimi onun agzindan duyunca bile....
 bi garip geldi
Hiiic oylesine..



Üzgün musun?
elbette bahar gelirdi;

........  kışı bi atlatabilseydim..
Konuşunca yüzünde bi sure gülümseme bırakan insanlar...
İyi ki varlar..


9 Aralık 2015 Çarşamba

göründüğünden fazlasıydı.
Orayı sevmiyorum.
Çünkü
Orda mutsuzsun.
bazen adımların tasiyamayacak kadar da ağırlaştı mı

çöktün mu bulunduğun yere
yerdeki yapraklara da takıldı mi gözün
dalından kopmuş....
sonra düşündün mu hiç
neden böyle?
napiyorum?
güçsüz hissettin mi sonra..
ama çok...

ama gökyüzünü görebilecek bi yerdeysen şanslısın.
bakarsan gökyüzüne yada bi ağaca
güçlü hissedersin.
gücü hissedersin
çünkü onlar en güçlü olanı haykırır sana...
Sanki ağzının kenarlarından iki tane taş bağlanmışta
Aşağıya doğru cekiliyomus gibi de hissettin mi hiç
Mahkeme surat der kimileri...

Evet.
Belki de konuşmamak daha iyiydi
Belki de değil.
Öyle: (
Nedense
Seçenekler arasında kararsız kaldık diye dertlenip
Hic seçeneği olmayanları düşünmüyoruz.


Ah şükürsüz insan.
Bazennn

Nefes alıyomuşsun gibi..
Ama nefes aldığını hissetmiyosun.

..

Hadi gerçekten nefes alalım..
Sen hiç

Kalabalık bi metroda kimse farketmeden
Yolda ağır adımlarla yürürken
Ya da geçip gidenlerin arasında, bi bankta


İki damla gözyaşı döktün mü?

Evet, hüzünlü oluyomuş.


Biliyorum.
bilmezdi..
uflediler söndüm çaldığında
neden aa çok güzel şarkı dediğimi..

yada bigün sessizlik olduğunda
kız çocuğu doğdu dememin sebebini de...(28kasim2015)
 hatta kimse bu lafı bilmediği için açıklama yaptığım da bunu nerden bildiğimi de..

ofiste cnblue muhabbeti yapmama şaşırmadığı gibi nerden bildiğimi de bilmezdi.

kıyafetlere dikkat etmediğim halde bi gün biri mor şal taktigini ve bir gün de gümüş rengi ayakkabı giydiğini bildiğimi de bilmez..


günlük tutmadığımi bilmediği gibi...


8 Aralık 2015 Salı

Hayır.
Hiç bi zaman
Problem buyükmüs  "gibi" olmaz
Problemi'N'se zaten büyüktür.

Biz nice büyük problemleriMizle birlikte savaşmadık mı?
Yine öyle yaparız..
Vakit kaybı değil.
Ancak ozman küçültürüz.
Göremiyoruz artık.
Anlatmayinca bilememki..

Şimdi
Böyle
Uzaktan
Anlatalım ki
Dualarimiz daha sıklaşsın..
Yine kenetlenelim sıkıca.
ne bileyim belki de
o dünyaya yabancıyım
yabancı hissediyorum şimdilik yada..
bu yüzden
sessizliğim..
uzaktan seyrediyorum..
farklı..
sevdiklerim, konuştuklarım..

belki de bu yüzden
kapandım kabuğuma..

o dünyaya girmek istemiyorum ya da..
sıkıca tutuyorum kapılarımı...

ne zamana kadar bilmiyorum.
ama

susuyorum..



Kapladı o hüzün yine içimi..


Ne yapmalıyım?
Bi hastalığa yakalandım..

Fiziksel olmayan ama beni üzen bu hastalıktan

Kurtuluş yok mu?


..

Dua
Artık çoğu zaman

Sözcükler anlamsız geliyo..
Yalnızca o anı doldurmak için,
Ne gerçekten konuşmak
Ne de gerçekten dinlemek için söylenen,

İçi boş bi sürü kelime.

..

Belki de bu yüzden ,

Sessizliğim.
Dünya benim etrafımda dönüyomuş gibi mi davranıyorum?


En azından
Üzgünken..
Yalandan ve kandırmacadan da olsa..

Dünya benim etrafımda dönüyomuş gibi

Yapamaz mıyız?

Bencillik mi ettim gene.




7 Aralık 2015 Pazartesi

Büyümek böyleymiş..
Güçlü olmayı isterdim, eskiden olduğu gibi
Simdi o kadar da guclu değilim.
sanirim insanlar bizden kendimizi aldı.
simdi yeni insanlarla karsılasmaya korkuyoruz.
Bazen vatsabı görmedin ne zamandır diye atılan bi mesaj icin
Bazen bin kere gonderilen yıldızlı sitikırlar icin
Bazen juri arasında arka arkaya kurulan cümleler icin
Bazen önemsemiyom, merak da etmiyom ama napıyon diyip yumruklu atılan bi mesaj icin
Uyuyamayıp telefona baktığında tebessüm ettiren o dostlar için

Ben de sonra bi çok şeyi unutup, sözcüklerimle yalandan bağırıp dursam da içimden iyiki varlar demek istiyorum.



'Birinin bi derdi varsa diğeri duramaz çırpınır
çünkü üzüntüye ortaktır'


6 Aralık 2015 Pazar

biz
küçük şeylere takılırdık..
en önemsenmeyenleri önemserdik

bi esirgeme çocuğunu
durakta servis bekleyen mutsuz mavi gözlü kızı
yol kenarındaki yalnız çalıları
ziyaret edildiğini unuttuğu için yalnız hissedip ağlayan teyzeyi
bi salıncağı ,martıcığı,

daha daha bir sürü şey...

çünkü  bilirdik
birileri de onları farketmezse..
birileri onları farketmeli..

öyle işte

daimi mutlu olamayız mesela
dururuz,  bi bakınırız,
sonra üzülecek bişey buluruz
'dünyada üzülecek o kadar çok şey var ki'

öte yandan bi dondurmayla iki muhabbetle sıcak bi çay da seviniriz
hemen toparlanır kalkarız..

birinin bi derdi varsa diğeri duramaz çırpınır
çünkü üzüntüye ortaktır

hiç bişey yapamasa dua eder
onla bir üzülür..

şuan ben mesela çıkıp
amca doldur ,dondurma delisi birine götürcem
hepsini yer
yürü yürü yürü       ........... kapıyı çal
noluyoo lan  neyiniz var ne bu tripler artistikler
(o arada dondurma elimden uçmuştur)
demek istiyorum.
sonrada sorunu dinleyip dinleyip hunharca tartışmak
tabiki de çözememek ama en azından rahatlatmak istiyorum..

baya karıştı.........

böyle işte inişli çıkışlı ...


















- ?
- Hiç sadece, Yıldızlar güzel.

Hani bazı şeyleri;

Daha önce de çözememişsindir.
Şimdi de çözemiyosundur.
Ve ilerde de çözemeyeceğini biliyosundur.

Zamanla çözülecek bisey degildir ya hani.

Belki de çözmeye çalışmak hatadır.
Evet olur olmaz bi çok şeye kızıyorum.
Ama galiba
En çok da kendime kızıyorum.
Gelmez.
Şuanda buradan oralara gitmediği gibi..
Gelmez
Sonra sen de sıkılırsın benden.

Haklısın.
Ağlasam sesim oralara gelir mi?
Çünkü öyle değersiz hissediyo insan..
Herhangi biri gibi..
 Bilmem olabilir..

Bazenn
Hic tanımadığın,
Ve belki hiç tanımayacağın,
Senin için önemi olmayan ve onun için önemli olmadığın,
Yolda yanından geçip giden,
Ya da belki aynı durakta aynı anda otobüs beklediğin birinin..
Anlık bi negatif tavrına takılıp
Düşünüp düşünüp
Kafanı başka yere toplayamayacaksın.
Sonra kendine sinir olacaksın.

5 Aralık 2015 Cumartesi

Farkedilmekistememekzatenfarkedilmemekbazendefarkedilmekistemekamafarkedilmemekvebazendebeklemediginandafarkedilmek.
Ben Galiba
Gergin anlarda sacma sapan konusup ortami neselendirmeye calisan ama herkes tarafindan uyuz olunan o saf kisiyim.
Kimileri sinirlenince bağırır rahatlar
Kimileri üzgünken ağlar rahatlar
Kimisi dertliyken anlatir rahatlar


Ben
Galba Kolonii büyüyor
Biri daha mı uçuyor? :)

'5aralık2015'
-mesela bigun bi çocuğun kuşu öldüğünde Peygamberimiz (sav) onu ziyarete gitmiş.. çocukları çok severmiş.
düşünsene kocaman insan küçücük çocuğun kuşu öldü diye yanına gitmiş..

derken bir anda atıldı:
"Peygamberimiz insan miydiiii :o"
dedi bayağı şaşırmış bi şekilde.

-evet . aynı bizim gibi işte. insandı O' da..

düşündü biraz küçük kız

- böyle kafasında kral tacı var miydiiiii?
 (derken ellerini kafasının üzerinde uzatabildiği kadar uzattı.. tacın büyüklüğünü gösteriyordu;))

-hayır hayır tacı falan yoktu ablacım.kral gibi değil de, fakir biriydi Peygamberimiz de (sav) aslında.
penceremi açtım..

ama yoklar

yıldızlar.

yine;

sevimsiz bi çalı gibi.

bu sefer
bi çalıkuşunun bile konmak istemeyeceği

sıradan sevimsiz bi çalı gibi.

4 Aralık 2015 Cuma

öyle işte.
''yoksa bir tek güneş yetmiyor mu herkese;
 ya da üstümüzdeki gök yeterince mavi değil mi''
 "İnsanlığın büyük insanlardan çok, iyi kalpli insanlara ihtiyacı var" 
                                        Gianni Rodari
ağlamaktan yorgun düşmüştü
gözleri kapanacaktı  neredeyse;
ama 
hala açık tutmaya çabalıyordu

bir de dik durmaya..


sabahın olması bi önem taşımıyordu ki
onun için..




....sonra sabah oldu.





Gece uzundu.
Ve soğuk.
sonra yine sabah oldu
Düşündüm.
Düşündüm.
Sonra düşünmedim.
Uyustu beynim..
Baktım.
donuktum.
Uyumak istedim.
Uyumadım.

..sonra sabah oldu
'ona zor dayanıyorum
 buna dayanamam.'

 diye uyandım..

 korkuyla karışık;
 derin bi üzüntüydü

 hissettiğim.


 ...sonra sabah oldu.




Aslında
Sabahın olması da bi nimetti,
Hissedicek yüreğinin olması da...

Sana sabahın aydınlığını bahşeden,
Belki de kendi karanlık gördüğünde de bi ışık yerleştimiştir çoktan.

...Sonra sabah oldu
Yasananlar yasanmamis gibi oldu
Hissedilenler hissedilmemis gibi..

Geriye buruk bi tebessum,
Bi de yorulmus yurekler kaldı.

3 Aralık 2015 Perşembe

...Sonra Sabah oldu.
 Yine biraz yattı yatakta
Peşinden hızlıca hazırlandı
 dolabı açtı bir kaşık aldı ilacından.
Ayakkabılarını ayağının ucuyla sirkeledi ve giydi.
basladi hızlıca yürümeye..

Yine dükkânının önünde ifadesizce oturan o amcayi gördü sigara içerken.
Sonra servis bekleyen mutsuz çocuğa baktı yine..
Devam etti.
Asansörün düğmesine bastı.
İçeri girdi ve günaydın dedi.

Herşey daha önce 108 kez olduğu gibiydi..
109.sunda da...



....sonra sabah oldu
Devam etti hayat.
Etmeyedebilirdi..


bi kere olsun kendisini inceleseydi.
Belki de çözümü bulacaktı.

Ama Suçladı...


Hep başkalarını.

Zordur kendinde hata bulmak.

Bekliyorum..
Odamın penceresinde..

Hersey duman olmak üzere
Biran önce sıyrılıp uçayim yıldızlara...
Nolur...



Ya da

Düşündüm de..



Duman içinde kalanlar...?

Siz devam edin
Ben burdayım


' Hazırlanın yola ciktim.
Sizi almaya geliyorum odanizin penceresinden.
Yıldızlara gidicez, gezegenleri dolasıcaz.'


Demistiniz ama
Hala gelmediniz.

Hicbirimiz bi masalın baskahramanı degildik, yıldızlara gidemedik ya da hep gülemedik ama,
Kendi dostluk masalımızda;
Gülmeli, aglamalı, depresif, deli dolu, kahkahalı, çaylı, sohbetli, huzurlu
günler gecirdik...

Simdi sadece hafızalarımızda kalan
masal gibi anılar biriktirdik.

yaşamak diyorum.
çok gürültülü..
Hayaller kurarsın..
İnsanlar buna hayal etmek der.
Ama,
Bu bazen
Beklemek ve sabretmek demektir.

"Bana yardım et
Senin için ne yapabilirim"
Bende üzgünüm.
Fazlasıyla..
Bu yüzden halim yok..yorgun değilama halsizim...

Bi dağın tepesine çıkıp
Oturmak istiyorum..
Uzunca bi saat..
hem yorgunum hem üzgün.

2 Aralık 2015 Çarşamba

sorumluluk..
ne ağır yükmüş omuzlarda...

çöktü.
üzerime..
göçmemek için direniyor ayaklarım..

yine kıvrıldım
bir cenin gibi...
şimdi bagirmak istiyorum
haykırarak..
sesim kısılana kadar...
bütün çigliklar içime doğru,
sesten organlarim patlamak uzere
aslında sınır bozucu olabilecek nitelikte bi suzgecti..
çayı zar zor geçiren,
metali üzerindeki kahverengi lekeleri bir türlü geçmeyen bi süzgeç...

Ama,

mesele olduğu gibi sevebilmekte değil mıydı zaten
Bi süzgeçle huzunlenebilir mi insan?
Huzunleniyor işte..
Huzurla karisik..
İnsanlar.
Ve garip psikolojileri..
İletişimsizlik..
Dinleyebilme sorunu.
Saygı eksikliği.
gönülden sevmek...
gönülden sevememek demeliyim ya da
çağımızın sorunu galba..
"Kimine ölüm kalım meselesi gibi geliyor...

Kimine değersiz bir mesele işte. "
             
                                                        Vns
İll karrrrr :) :)
Sabah uykusu kalp ben

1 Aralık 2015 Salı

'çünkü bir kere düşünmeye başlarsa;
 bunun üstesinden gelebilecek gücü kendinde bulamayacaktı.'

30 Kasım 2015 Pazartesi

Her ay bir kere penceremden ayı görürüm..
İşte bugün o gece..:))))
Beklediğim..
Hicri 19 una bağlanan..:);))

Şükretmek gerek.
Geri dönebilme sansin olsa nereye donerdin?
Hata yaptigin bi ana donup o hatayi silmeye mi?
Yoksa cok mutlu oldugun bi ana gidip o mutlulugu tekrar yasamaya mı?
Ben galiba..
İlki.
Yok bilmiyorum.
..
Neyse zaten geri dönme şansımız yok.
Belki de boşuna bu kelimeler..

Ne ben söyleyince rahatlayacağım,
Ne de sen tam olarak anlayacaksın..
..
Mesela şuan;

İçimdeki belirsizliği,
Duyabiliyor musun?




Bazen birileri için,
Görünmezsinizdir.
Sorumluluk.
Ne ağır yüktü omuzlarda..
Hatırlıyo musunuz?
Bugün ışıklar gitmişti.
Düzeltiyorum,
Işığımız önümüzdeydi.

Ben Güneş'e dokunamıyorum, evet.
Ama O, parlak gülümsemesiyle, gözlerimi kamaştırdı bile.
'Farketmese de...'

29 Kasım 2015 Pazar

konuştukları halde
 birbirini anlamayan bu kadar insan varken, bazen ,
konuşmadan
 birbirimizi anlayabildigimiz için
 koloniydik..


Daha doğum günüme de vardı gerçi amaa
Blog böylee ne kadar da güzel olmuş :):)
'Şu an bi daha yaşanmayacak.'
Neden anlatmiyosun diyosun
Galiba anlatmayınca güçlü olduğumu sanıyorum.
Kendim başedebilirim.
Baş etmeliyim.
Gibi.
Bugün galibaa birazzz
Kendim gibi hissettim :)
renkli ışıklı ve hareketli yerler zevk vermiyor
içimin biyolojik yaşımdan 30 yaş daha yaşlı olduğunu düşünmüyor değilim..
az mi oldu
50 diyelim ya da.
evde otururken televizyon sesi bile fazla geliyor bazen.
sallanan sandalyeye oturup pencereden dışarıyı izleme vaktim geldi sanırım..
daha yolun başındaydım halbuki..

ne bileyim
ya da bunların hiç biri değil,
üşengecim..


hala anlamış değilim..
kendimi...
insanları..
birbirimizi neden bir türlü anlayamadığımızı..
-zamana bırak..

zaman bunları çözmek için bi yol mu yoksa kendimizi mi kandırıyoruz emin değilim...



bide bazı şeyler geç kalınca
çokta bi anlamı kalmıyor aslında..
bazen telafi için çok geç kalmamak gerekir belki de.


çoktan kabuk bağlamış bi yaraya pamuk bastırmak
karşıdakinin yarasını düşünmek mıdır
yoksa
kendi vicdanını rahatlatmak mi?
o zamanlar ki yalnızlığımı
her hatırladığımda;

canım yanıyor.

onu teselli edebilecek bi söz bulamadım

yoktu çünkü.
ne kadar birleştirsem de
yeniden dağılıyor..

artık
anlamam gerek.


farkındaydık

ilerlememiz gerektiğinin
ilerleyebilmek için de çabalamamız;
zor da olsa devam etmemiz gerektiğinin
işlerin gelecekte iyi olabilmesi için
şimdiden başlamamız gerektiğinin
eğer tüm bunları yapmazsak neler olabileceğinin
hepsinin ,
farkındaydık

en çok biz farkındaydık..

diğerleri değildi,

onlar sadece yürümeye çalışıyorlardı
bizse koşmayı çoktan öğrenmiş;
uçmak için çabalıyorduk..


şuan nasıl mıyız

onlar hala farkında değiller ama
bi şekilde yarınlara ulaştılar

biz
uçarken düştük
her yerimiz yaralandı.

o artık hiç adım atmıyor
bende sanki sürünerek ilerliyorum
bir iki adımdan sonrasını atamam gibi..






"O kiz bilir miydi uykusuz kaldiginda cok konustugunu guldugunu.bilir miydi cok uyudugunda gözlerinin sistigini"

28 Kasım 2015 Cumartesi

bi çocuk gordum.

yanında iki tane kadın..
biri çocuğun gölgesi gibi,
her zaman
 hemen arkasında..

diğeri
çocuğa bakmıyor.
çünkü çok yoğun.
iş konuşuyor.
toplantıya giriyor..

çocuk toplantı odasına gitmek istiyor.
"annneeee'
başındaki
(yabancı şivesiyle) kırgız kadın..
"hayır Arel buraya gel.."
Rüyalarda
Kaybolmaktansa,
Gerceklikte
Dogru yolda olmayı tercih ederim.
Emin olamazsın..
Hiç bi zaman,
Bi başkasının kalbinde olandan.

27 Kasım 2015 Cuma

oysa ne kadar zaman geçti
hala kendime gelebilmiş gibi hissetmiyorum.

zamanla bişeyler düzelecek mi bilmiyorum
ama ben iyiden iyiye umudumu kaybediyorum.

...derin bi nefes aldı..
anlatmaya başlayacak gibiydi ki.

durdu sonra

neyse dedi..
boşver..
...

kelimeler zorlanıyordu çıkarken..
anlatmaya mecali yoktu.

sadece dinledim..

içindeki haykırışları duyabilmek için
biraz daha zamana ihtiyacımız vardı...

göz kapaklarında ki ağırlığı gördüm.

birşey diyemedim..
sustum.

26 Kasım 2015 Perşembe

Şamata etmeyin!

( beynin içine sesleniyor)

*Burası çok gürültülü..
Yok yok
uğultu..
Derinden

Kendi hikayesinin başrolüyse de,
Repliklerini hep başkaları yazmıştı.
Dogrukararıveremeyecegindenkorkmavedoğrukararıvereceğineinan
Dogrukararıveremeyecegindenkorkmakveyanliskararvermek
Bi uzak ihtimalken bile,
Güzel olan şeyler var...

..

Ha bi de.
İhtimali bile olmayanlar var

Onlar için ,
Cözüm..

Sadece unutmak.

25 Kasım 2015 Çarşamba

üzüntüleriniz diyorum efendim üzüntüleriniz.
ne kadar gürültülü
ne kadar abartılı
haddinden fazla ulu orta...

bazen bende istiyorum sesli hüzünlenmek
insanın fıtratında var sanırım gürültülü hüzünler
ama sadece "o" olsun
karşımda otursun
çay demliyim

sonra...
yaşım kadar yıl konuşuruz
hüzünlerimi anlatmam ulu orta
anlattıklarıma hüzünlenirim,        
          "belki"    **
Bugün buralarda
Hava biraz kapalı.
Bir sabah uyandığımda
Bir lodos sonrası..
Tüm yapraklarını rüzgara teslim etmişti ağaç..
Bir gecede...
Herşeyin farklı olacağını mı sanmıştın?

Hiç bişey değişmedi,  değişmeyecek.
Bazen gülümsemek neden bu kadar zor..?


Akıldan çıkmayanlarla
Aniden yüzüme vurup gözümü alan bi güneş,
Karanlıklar içinden bi anda görünüp, parlayan bi dolunay..

'Gibi'
Seni hiç bi zaman anlayamayacağım.

Zaten sen de beni hiç bi zaman anlamadın.

Aynı şeylere gülüp,  aynı şeylere hüzünlendigimizde..
Aynı seyleri dinleyip, aynı şeylere baktığımızda..

İmkansız da olsa..

Yine birlikteymişiz gibi hissedecegiz.
..

Ve bi de yıldızlara baktığımızda.
"
Herşey yolunda
Lütfen dur artık.
Sen elinden geleni yaptın.
                                                 "


"
- Seni rahatsız eden bisey mi var?

-Rahatsız ediyor, canımı sıkıyor.
Karşıma çıkıp duruyor.  
                                                     "

24 Kasım 2015 Salı

"fil gibi" diye eleştirdi kiz..igreti duyarcasına..

fil???

nesi vardı filin?

kendisine göre daha iri görünüyor diye mi beğenmedi fili...

 irinin beğenilmeyeceği kanısına da nerden varmıştı?

insan neden kendinden farklı büyüklükleri kabullenemez??
tutunabileceği bi hatırası olanları;
şanslı sayıyorum.

en az onun kadar üzgünüm.
o ne kadar umutsuzca bekliyosa
ben de o kadar umutsuzca bekliyorum
tek bi cümle bile kuramadım
kuramazdım.

benim için zordu..
öbür türlüsü nasıl olurdu;
hiçbir zaman bilemeyeceğim.
müzik devam ediyo
sabrederseniz eğer; tüm bilmeceler çözülüyo
güneş yirmi adım ötemizde batıyo
hayatlarımızsa;
adım adım sona yaklaşıyo..
Şimdiii

Kulagimda sevdigim melodilerle yine


Yürüyorum.


Öylece yürüyorum..


Bundan bi kac ay oncesinin tam aksine

Hic bi yere yetisme telasim olmaksizin..

Kenara cekilmis, herzamanki telasesine devam eden dunyayi izler gibi..

Normal adimlarimin aksine, cok daha yavaş. .

Kurumus yapraklara basarak

Okuldan cikmis ogrencilerle karsilasarak..

Ve gökyüzüne bakarak.

Öylece yuruyorum

Avare gibi :)

..

..

Artık eve geldim.


Simdi geriye bana kalan;

..


Birazcık üşümüş burnum.


Benim mutlu olduğum ve sevdiğim o küçük seyler..
Size basit ve komik gelebilir küçük hanım.
..

Zaten
Sizin parıltılı ama sanal dünyanız da bana komik geliyor.

23 Kasım 2015 Pazartesi

''
-Bir gun günesin batişini 44 kez seyrettim.

Ve arkasından şöyle demistin:

-Biliyor musun...insan huzunluyken gunbatimlarini daha bir seviyor.
-Bir günde 44 kez mi dedin? O kadar hüzünlü müydün yani?

Ama küçük prens bu soruyu yanitlamamisti.  "


Güneş batıyo...

Pencerenden uzak dur.


Cevizli sucuk 1.60ytl olmuş  o.O
Bugün de böyle:
-Hor görme hiç bu keli**
- Anla garip halinden***
-Sen bir aysin
- uyan güzel aç gözünü
önemsediklerin önemseni önemsiyorsa......:) :) :)

Ekleeeemedir kocaaaa konakkk

bi anı..
Unutmamakiiçin yazdim. Üsenirseniz okumayin. Dursun burada:)



e.can
calismicam ya ben bugün
abla:
-birazcik bakalim olmazsa sonra resim yapariiz istersen

-ya yok yok!!!
canim istemiyor
ben omerlere bakcam

abla:-rahaysiz etmeyelim onlari
tamam oyun oynayalim parmak güreşi?

-yokk ya yokkkkkkkkkk istemiyommmmm!!!
abla:
-mmmm dün ki gibi sorulari sallayalim kim tutturursa o kazanır?
( bir önceki gün bu sekilde7-8 soru falan çözmüş tük) :)
(bu sefer yemedi)
-hayr hayr hayr cozmucem hiçbirini
-tamam oturalim biraz muhabbet edelim hadi?
 futbol oynar misn 'e.can'
-evet..emir napiyon?
-ama diğerlerini rahatsiz etmeden e.cann:(?
emire kalem firlatir! sonra peşinden kendi de koşarak saldirir!
abla peşinde.. ama hakim olamaz..
-hadi hadi oturalim şuraya
e.can: sandalyeyi yukseltcem
abla:tamam hadi yükselti bakalım..

2 dakika falan ugrasir istediği gibi olmaz.
e.can:
-ben öğretmenler odasından sandalye alcamm
abla:
-tamam hemen alalim da gelelim..

sandalye geldi..
abla:
-eveeet bakalim hadi matematikkk kitabini cikaralimm çook az calisalim olmaz mi?
e.can:
-yaa ufff uff çok sikılıyom yapmocam hiçbirini.
abla:
-türkçe yapalim
-onu da yapmicamm

kaçar gider omercanin yanina
abla peşinde...
biraz omere bakmasina izin verir..
-hadi gel masamiza geçelim..ders yapmıcaz yahu bende sıkıldim. bu ne ya çok sıkıcı bunlar bencede. gel oturalim ablacim..ne yapalim?

-ayse teyze oynayalim.
-tamam

parmaklarini masaya koyarlar. e.can saymaya başlar
-ooo. ayşe teyze ayşe teyze bahcene gireyim mi gir, elmani alayim mi al. kaç tane?-5 1-2-3-4-5
kapat bu parmağı..
- ayşe teyze ayşe teyzee..........
( bu arada abla buradan nasil derse dönüş yapabilirizin derdindedir..olmazsa bugün sadece huyuna gideyim. zaten sinirli pas vermiyor. yarin mi calissak;( bugünde baksaaydikkk:(( )
...ayşe teyzee ayşe teyze...
....
ablanin parmakları hepsi kapanir.
- ahhh be kaybettim. off:(
oyuna doymadi e.can..
- elma attim denize geliyor yüze yüze ben vuruldum filize...
diye devam ederler...
sonra; abla:
-AA ne dicem e.can hadi şöyle oynayalim
 senin koluna simdi bi şifre gireceğim
sifre direk beynine gider..koluna bastigimda (doink diye)'tamam abla' diyeceksin.
şifreyi girer..-çıkırt çıkırt çık çık CIK çıkırt
hmm bakayim evet beyne iletildi diyor..
-e.can matematik kitabini aç( koluna basar) doinkkk
- tamam abla(kitabi açar)
abla şok! bu numarayı yemesini beklemiyordu..
-e.can açılar konusunu aç.doinkk
-tamam abla( konuyu açar)
abla oldu bu iş galba der kopar kıskıs: D
-e.can 1. soruyu okumaya başla!
- 'doink' demedinnn
-doink
- e.can başlar...

abla sevinir.... derken bu taktik sadece 1 soruda işe yarar..
e.can sıkılır elindekini emir'e firlatir..
-e.can yapma doink
e.cann koşar diğerlerini rahatsiz etmek için
-e.can gel ama doinkk

abla çaresizce doinkler ama sistem bozulmuştur...
emire saldirir.. abla bi ihtimal tutar diye devam eder
- dur ben su ayarlari duzelteyim cikirt cikirt ciikirt..
-e.can yerine doinkkk??

e.can sallamaz:D
ablanin beynine bir doinnkk' inerr
'ne yapacaz sindi nasil oturacak bu çocuk...'
off
-e.can ben gideyim ozman görüşürüz..der ama emin değildir.. ya ters teper de iyice cildirirsaa?
- tamam tamam abla gitme gel oturdum..
yerine oturur..
neyseki iyi oldu.
- tamam geldim
- ya calişmak istemiyomm ben
- tamam bende istemiyorum resim yapalimmi? ben güzel yaparim bak?
-tamam yapalim
-ne yapalim maç sever misin
-evet
- tamam futbol oynayan çocuk yapalim ozamannnn.. mmmm evettt
gözleri şöyle...
topa doğru bakıyor..
- agzini da yap abla
-tamammmmm gülüyor olsunn.
-bide çok koşmuş terlemiş...

-aaaa dit dit dit dit dit dit..

resimden bi baloncuk cikar
bu soruyu yaparsanız resme devam edilecektir. sonuç bekleniyor...
dit dit dit dit( abla kafayi yedi:D)
6x5=?
parmaklarıyla sayar. 4. cevapta falan doğruyu bulur..."diridiriiiiiiiiiiimm" doğru der ve çizim devam eder..
ablanin kafada ampuller isil isil;D
hooop kollara geçerken bi soru daha
( çarpim tablosu devam)
ayaklarda hopp bidaha
kramponlarda bidahaa
çorapta bidahaa:D
bi baloncukta ikişer üçer sorunu:D
ooooo Yee.:D


tuttu bu sefer. e.can tak tak cözüyor.
ama o da ne!
çizim bitiyor..abla devrede:
-e.can bunlar şimdi mac yapiyolarmis tamam mi? 10 kişiler 1 er kaleci 4-4 oynuyolarmis..
bu koşuyor topla.. simdi bitanede kaleci çizelim..
-tamam abla..abla çok güzel olduuu

-tabi sen soruları bilirsen güzel olur ne sandinn:))

abla artik iyice abartir. her organda 3 soru kitler.. e.can çözer..
'tümler bütünler açilarda katalim şuraya biraz..hiiih çok güzel:D'( ablanin iç sesidir)
her soruda abla
-ditditdit dit sure tutar.. eğer bu surede cozemezse resim resetlenecektir.. yani silecez:D
...boyleceee gider
oh beee
tamam sindi boyamaya geçelim
her renkte bir soru..
(ve boyamayi da bekleyemem on saat der abla ) boyamak için 1 dakika evvet başla
dit dit dit dit dit
hahahahha
hizlica boyar e.can
(Alllaha şükür bugünde calstik der abla icinden..)
e.cann: ablaaa gitmeseeen?
hadi hadi cabuk toplayalim kitapları, 1 dakşkan var:
- dit dit dit dit dit
(kafam oldu dit dit....)
o değilde yarın bunu da yemez bu velet

oooooooovv yarın naaapacağukkk
Banklar..
Sadece bu kelimeyi yazmam,
Bi cok seyi anlatmaya yeter bence

Birileri icin..

Banklar
Bi esirgeme dönüşü ritueli
Biriyle bi son gorusme belki..
Birini ugurladiktan sonra uyuyakalma
Komsularla aksamları cekirdek citleme
Hepimiz sigmadigimizdan taslara oturmak :)
Birinden hediye alma
Birileriyle tadimdan dondurma yeme
Birileriyle cig kofte yeme
Bi bekleme, bulusma noktası
Birileriyle dertlesme
Bazen hic konusmama, oylece oturma
Aglamak icin en ideal yer bazen..
Yazin ya da sogukta

Banklar..

Karsisinda barındırdığı heykel ve agac manzarasiyla gelip gecilen bi yer olmadi bizim icin..

''çok saçmaladım bağışla.
 insanın kalbi darmadağın olunca, aklıda karışıyor.''

20 Kasım 2015 Cuma

yaşamak ne zormuş.
                                 '99'

Birbirimizi tanımış olmak, bizi hep mutlu edecek.
Hep dostumuz olarak kalacaksın.
Bizimle gülmek istediğinde,  arada bir pencereni aç ve yıldızlara bak.
Onlar sana bakıp gülümsüyor olacak...
doink
doink doink doink..
....
....

dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt......dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt

19.11.2015'ten bir hatıra:)
''zaman herkes için farklı akar''

böyle bişeydi ..

insanlar zorlukları yaşarken
yavaşlar,
bi türlü ilerlemez.

mutlularsa da
hemen hızlıca geçiip gidiverir.

benim içinse

galiba bi yerlerde durdu..


nerde durduğunu biliyorum.



ne zaman hayatla karşı karşıya kalsam
ve ona gücüm yetmese;
ağlamazdım
ya da bi köşeye saklanmazdım..

öfkelenirdim .. bu  sadece beni öfkelendirirdi
ama bi şekilde altından kalkardım

şimdi öyle değil
her şey değişti
artık
sessizce kabul ediyorum..

neden böyle diye sorarsanız da
cevap veremem..

korkmak mı  kaçmak mı
saklanmak mı  acizlik mi

hangisi olursa
kabul ediyorum..









19 Kasım 2015 Perşembe

'Dünyanın en zor seyi, birinin gönlünü kapmaktır'
..

Başka bi sürü de zor şey var

Birinin duygularini degistirmek
Birinin davranışlarını etkilemek
Birine gönülden inanmak
..

Zorlanıyorum.
Benim de..
burası benim de ağlama duvarım.

sosyal medyada insan içinden gelenleri rahat rahat dökemiyor (yok patron görecek-yok o arkadaş üstüne alınacak vs. die) O nedenle bu blog birazda ağlama duvarım benim

bu belirsizlikler çok yormaya başladı beni
ne olacak hayat?
hayaller ve hayatlar eskişehirden çıktığım andan beri o kadar farklı
maaşlar ve yaşam standartları birbirinden o kadar bağımsız
isteklere ulaşabilmek için o küçük kıvılcım yok
çay hazır mesajı yok
heybemiz dolu çok şükür anılarla ama o anılara yenilerini katamamak...
istediğim bu değildi..
bundan bir adım sonra ne olacak hiç bilmiyorum ...
arık bir şeyler netleşsin ve hayat düzene girsin istiyorum


''Acıyor mu?
Çok mu acıyor?
..
Dışarıdan iyi görünebilir ama..
İyileşmesi zaman alır.
Yaralar göründüklerinden farklıdır. ''
Gözünden uyku akarken
Yatıp uyumaya üşenmek de nesiydi?

18 Kasım 2015 Çarşamba

"bazen biraz susup

yada

bazen

baya..g susup

düşünmek lazım."
Biz çoktan
Şimdiki cocuklar icin, büyükleriz gençler
Istesek de istemesek de büyüdük
Büyüklerin dünyasında yaşayıp, onların kurallarına uyuyoruz.
Biz de büyüdük
Kendimizi kandımayalım.
Bazen..
Ben bile kendimi anlayamazken,
Birinden beni anlamasini beklemek,
Haksızlık mı acaba?
Şu hep eleştirdiğimiz büyükler var ya
gerçekten düşündüğümüz kadar gerçekçiler mi acaba

Gerçekçi derken;
herşey bir mantık çerçevesinde mi olmalı yani
ya da sayılar çok mu önemli onlar için
kuralları yıkılmaz tabular mı
salıncağa damı binemezler yoksa

ben bir keresinde salıncağa binip kaydıraktan kayan bir teyze görmüştüm
70 yaşında
(laf aramızda akli dengesinin yerinde olmadığını düşünüyor diğer büyükler)

sonra büyüklerde seviyor
herşeyi büyüklerden öğrenmeye çalışıyoruz
(tecrübe diye bir şey icat etmiş çünkü büyükler)
annelerde hep büyük :/
babalar, sığınacak limanlarımız, kocaman onlar da.

bir de biz de büyüyecek miyiz acaba?
ya da büyüdük de farkında mı değiliz.?
büyükmüş gibi görünüp salıncağa binebilir miyiz kimse delirdiğimizi düşünmeden.?
içimizden gelir mi veya?


off kafamda deli sorular..
sanırım büyükler gibi herşeyi çok düşünmeye başladım.

(sesli düşünceler)             yg
Bazen avaz avaz bağırmak istersin,
bağıramazsın.

Haykırmak istersin,
haykıramazsın.

Şarkı söylemek istersin,
sesin güzel değildir.

Resim çizmek istersin,
Yeteneksiz sindir, çizemezsin.

Bari film izliyim dersin,
kafan o kadar doludur ki, uykun gelir, izleyemezsin.

Müzik dinlemeye karar verirsin,
Ya çok gürültülüdür başın ağrır,
Ya da şarkıda kendini bulursun için daralır.

Aslında yüksek bir dağa çıkıp avaz avaz bağırabilirsin
ya da kentin ortasında o müthiş kalabalığın arasında...
(zaten kimse duymaz seni)

sesinin güzel olmaması umurunda da olmayabilir.
fil yemiş bir boa yılanı da çizebilirsin bence, varsın büyükler şapka sansın.
zaten büyükler genelde "zannederler"
çünkü zannetmeleri gerektiğine inanırlar.
bir kentin ortasında avaz avaz bağırıyorsan bir sebebi olmalı onlar için;
                              mesela delirmiş olabilirsin.
resim çiziyorsan şayet; çizdiğin resimlerin karnını doyurup doyurmadığını sorgularlar.
kendi kendine şarkı söylüyorsan da eğer ve gerçekten sesin kötüyse bir meczupsundur.

Düşündüm de bir meczup un dokunulmazlığı da keyifli olabilirdi.

işin aslı bazen yazmak istersin.
Yazamayacağını düşünürsün
Ve biraz önce yazdıkların çıkar ortaya.

ÇAY?                                      yg



çok taso'n olunca yada cillilerle karşıdakini kökünce havalı olurduk küçükken...
ne kadar anlamsızdı oysa.
ya şimdi?
ayni şey değil mi?
para da taso gibi anlamsız değil mi?
birine söylemiştim geçen.
ama tasoyla araba alamiyorduk dedi.

:)

anlamamış. anlatamamisim..
gülümsedim.
anlatmak istemedim..

araba almak mıydı mesele.
başka şeyler mi?
çocuk olmak ister insanlar yeniden
çocuğun derdi yok mu sanki
üzerinden zaman geçince koccaman olan dertlerinde küçük gelmiyor mu gözüne.?


annesi yan odaya geçince Çığlık çığlığa bağıran bi çocuğa
"yan odada annen" " birazdan onu tekrar göreceksin" "oraya gitmesi gerekiyordu"
diyebilirsin.
(büyüyünce zaten hep aynı odada olmak sıkıcı olmaz mı?
çünkü yeterince büyüyenler yürüyebilirler.)
ya da hiç sallamazsın.
anlatmaya calışmazsın.
biraz sonra kendi susacaktır zaten.


çocuğa göre bu bir felakettir.
nerden bilsin yan oda diye bi yeri.kim uyduruyor boyle şeyleri!
görmedi ki hiç başka oda falan

bu hikaye büyükler için ne kadar da saçma değil mi?
(çünkü buyuynce artik insan aklını mantıklı bi şekilde kullanabilir.)

üzerinde durulması bile anlamsız.

mesela
ölümde aynı değil mi?


mesele çocuk olmakta degil
büyüdüğümüz halde çocukluk yapmakta sanırm..
emin değilim
çözemiyordu nasıl biriydi.?
bunu da..
bunu da zamana birakti..
zaman ne çok şeyi sürüklüyordu arkasında..
birazdan o da yorulacak ve birakiverecekti herşeyi..
o anı beklemekti en iyisi..
bugünlerde hayat...

-ev
-0.7 siyah faber
-sarı battaniye
-ne kadar sulasam da kuruyan beyaz sardunya
-çay
-these days
-açılmayan perde
-bekleyiş
-tekrar bekleyiş
-büyük bardakta çay
-my benim demek benim my name is deki my la aynı
-züreyfa
-uyanamadım zehra..
-because ı miss you
-biriken çöpler
-rüyalar
-çay
-çalan zillere rağmen neden açmadığımı bilmediğim kapı..
-''dile benden ne dilersen dedi cin '' yazısı,,
-acılı tarhana çorbası
-yemlik otu


'tevafuk'
Birbirini haftalar sonra, aynı gün, aynı saat, aynı dakika ve aynı saniyelerde aramak ve mesgul çaldığını duymakmış :):):):) with B

17 Kasım 2015 Salı

kimisi daha kolaydı.
ve belki de bu yüzden daha keyifli geliyordu ona...

zoru seçti.
emin değildi
ama seçti
ne yapacagini bilmiyordu.

belki de ümidini kaybetmek için
çok acele ediyordu
zamana mi biraksaydi?

çabalasa da sanki 1000 tane düğümden sadece birkaçı çözülecek gibi hissetti bi an.
boşvermek üzereydi..

ama olsun dedi.
olsundu.
düğümler 999 a düşse bile kâr'dır dedi.
olsun.

elinden geleni yapmaya devam edecekti..
Yine beni kararsızlık limanlarinda tek basima birakip,
ilk gelen gemiye mi bineceksin?
Bugünlerde hayat..


-ütü
-ilaç
-simit+peynir+çay
-ilaç
-günaydın orti
-autocad+sketch-up + müzik
-blog
-gmail
-vatsap
-yemek
-namaz
-blog, gmail, vatsap
-autocad+sketch-up + müzik
-çukulata/tatlı
-namaz
-çay
-blog
-autocad+sketch-up + müzik
-namaz
-çocuklarr
-ev
-namaz
-yatış

bugünlerde hayat...

uykusuzluk
çay
sabah 9
günaydın orti
autocad
kahve
şarkı
türkü
çay
kemal amca
çay
akşam6
anılar
hayaller
özlem


belirsizlik.



Bazen..
Geç olmasındansa
Hiç olmamasını tercih ederim.
ha bi de
Bugünlerde hayat:

https://www.youtube.com/watch?v=7KuJLbuXxNc

'Günler geçiyor
her şey daha dün gibi maziye baktım da yine
günler geçiyor deliler gibi
mevsim dönüyor
nisan yağmurları öncesi
son kez bu gece
görsem diyorum bir yudum sizi

hasret bir bulut geldi gitmiyor
sizsiz ne kadar bensizim kimse bilmiyor
alsam başımı gitsem diyorum
gittiğim her yerde hasretiniz terk etmiyor

hangi rüzgar bana sizden haber getirir?
yaralı bir kuşun kanadında kırık bir tüy gibiyim
hangi rüzgar size benden selam götürür
kıyıda külü geçmişe ağlayan sönmüş ateş gibiyim

dağlar duman olmuş, gönül , dağlar gibi ol
küsme geçen saatlere:)
bir gün çözülür tılsımlar
bir gün yıkılır duvarlar 
Dostluğun gücünü bilenlere'

Bugünlerde hayat:

uyku
proje
yemek
çay
mısır
uyku
proje
yemek
çay
uyku
proje
   .
   .
   .
   .
   .
   .
Limon'a yapılan bu arka plan resmi jestini siddetle kiskaniyor
dondumali bi arka planla bana da yapilmasini bekliyorum
belki dogumgunumde yaparsiniz :)
Haha saka saka aslinda ben de sevdim :)
Hüzünlü hava biraz gitsin :)
ne komik...

"dondurma" deyinca cevizli ve kestaneli,
"peçete" deyince mavi minderlerin yanında ki altındaki
"bonibon" deyince helal pasta süsleri
"beklemek " deyince sabahın körü öztürkler apart önü
"hapşurmak" deyince hastalıktan çıkmayan sesle proje anlatma çabaları

geliyor sa aklıma;

hüzünlü bir hikaye bizimkisi...


Bugünlerde hayat..

Dondurma
Hapşuruk
Peçete
Vatsap
Bonibon
Beklemek :)
Lolipop
Bulasik yıkamak
Cikolatali süt
Kararsızlık

Ve herzamanki gibii

Rengi solmus bileklikler :)





Ğ HARFİ

'Dağın zirvesinde yaşayan kartalı' yazacaktı.
Başladı küçük kız.
bir yandan yazarken bir yandan sesli ve yavaş bir biçimde:
'daaaaaa' diyordu.
'aaaa''
evett. iki harf bitmiştiii:)
devam etti:
'daaağğğğ..'

??

'daaağğğğ'  'daaaağğğğğığığ'
o da ne!
ğ hangisiydi.aklına gelmedi.

bir daha:
'dağğğ....???'

hayır. gelmiyordu.
ğ harfini bastırarak söylemeye devam etti(sanırım bulabilmek için:) )

'dağğğğ..'    'dağğğığığığı....'

dayanamadı abla bu çabaya.
girdi araya.
yandaki metinden Ğ harfini gösterdi
bu sesli bulma çabası ablanın hoşuna gittii.:)
çok hoşuna gitti.
gülümsedi.
sonra unutmamak için yazdı bi kenara


yarım saat
belki daha az aralıklarla kontrol ediyorum..(evet. aslında işteyim ve canım sıkılıdığı için:D )
çünkü eskiden olduğu gibi yine iç dünyalarından haberdar olmak istiyorum
hayatlarındaki detayları bilmek istiyorum
detaylarda gizlidir çoğu zaman hisler
çok şey söyleyebilirim de (aklına gelmedi) kısaca şöyle:
kafaların üzerindeki bulutları bi beş sene sonra da yine okuyabilelim istiyorum:)

buraya yazın koloni, güzel detayları..
bulutu mesela. bi tuzluğu mesela. yada parçalanmış bi ayakkabıyı yadaaaaa
ne bileyim renkleri solmuş bi bilekliği..
herşeyi.

günaydınnn..
koloni huzurla uyanın
 günaydın ayak ucumda göremediğim
günaydınn sol tarafımdan istediğim zaman saçını çekemediğim
günaydın yatağımdaki sakızın sahibi
günaydın sabah uyanınca ellerinde balonlarla karşımda göremediklerim
günaydın şimdi gecenin bir yarısı fırını kullanmak için eve giremeyen, girmesini istediğim
günaydın neye gülüyonuz bu kadar mesajımı duyamadığım
günaydınn terliğinin hızla kapıya vuruşunu du....

ŞAKGA ŞAKGA :D :D :D :D
iyi geceler..
koloni huzurla uyuyunnn..uyanın


iyi geceler ayak ucumda göremediğim
iyi geceler sol tarafımdan istediğim zaman saçını çekemediğim
iyi geceler yatağımdaki sakızın sahibi
iyi geceler, sabah uyanınca ellerinde balonlarla karşımda göremediklerim
iyi geceler, şimdi gecenin bi yarısı fırını kullanmak için eve giremeyen, girmesini istediğim
iyi geceler, 'neye gülüyonuz bu kadar:D ' mesajını duyamadığım
iyi geceler, terliğinin hızla kapıya vuruşunu duyamadığım
iyi geceler, minik çantasıyla bi anda canı sıkılıp gezmeye gelemeyen, gelmesini istediğim
iyi geceler kolonin çılgın üyesi
iyi geceler popüler kültür müziklerini kentsel ödeviyle buluşturan
iyi geceler koloninn edalı gelini...
iyi geceler, gecenin bi yarısı çay diye sıcak su koyan, şimdi yapıştırıcı kokusu eşliğinde onu içmek istediğim

iyi geceler, sıkıntılarımı
zı birlikte def ettiklerim:))

iyi geceler kolonii

vidyolarımızı izledim..
bir sürü genç:)
aynı kafa:)
gürültü, patırtı, kahkahalar..
hep birden konuşmalar....
kıpır kıpır herkes
sürekli bi hareket
bi sirkülasyonn:)))



50 numaraaa duyuyo musuuuuuun?
ben özlemişiiiiimmm.

çok:'(

16 Kasım 2015 Pazartesi

''neden sonra aynada kendine baktı.
o nafile bekleyişlerin,
sonu gelmez ümit edişlerin,
cevapsız soruların toplandığı yerdeydi..''
Sonradan öğrendim;

Meğer küçük prensi yılan soktuğu için üzülürüm diye "roman işte" demiş.

inandım.

Çünkü "Aslolan gözle görülmez. İnsan ancak yüreğiyle baktığında görür." (küçük prens)

olsun "şu büyükler yine de çok tuhaflar."    yg
Çiçeğinin ölümlü olduğunu öğrenince, onu nasıl yalnız bıraktım diye üzülüp bir yılanın zehrinden medet ummuştu küçük prens, çiçeğine kavuşmaktan ziyade çiçeğini korumak için. diye hevesle anlatmıştım küçük prensi.

-"Roman işte" dedi.

-Tebessüm ettim, sustum.

-"Sen yıldızları da seversin zaten" dedi.

Şaşırdım.

Sanırım büyükler tuhaf olmak zorunda olduklarını düşünüyorlar.          yg
''bilir misiniz dalgalar nelerden oluşur;
kabartma tozu,
köpekbalığı soluğu
bir de kumsallardan silinmiş isimler.''
''üzgünüm.

çok üzgünüm.

geç kalınmış bu itirafı;
duyabilir misin?''

15 Kasım 2015 Pazar

uyanınca bi süre kalkmadan geçirilen o saatler ,kalp, ben:))
bir pazar sabahı:D

14 Kasım 2015 Cumartesi

simdi.
korkuyorum
yavaşça değişmeye başlayan rüyalarımdan,
onların tamamen çıkmasından korkuyorum..

sonra
değişmekten..
savrulup giderken bi yanlara
önemsediklerimi ihmal etmekten korkuyorum..

bide
şimdi..
ben
benim kafam karışık
sonra konuşuruz..

Ya da
Karışıkta değil ya
Dingin, dongun...
Düşünmek.istemiyor.
Bilmiyorum
Emin değilim
bazi sabahlar sırtındaki kabanla üşürken, üzerindeki incecik penyeyle kağıt toplayan çocuklar geçer yanından..
 ne yapacağini bilemessin..

İşte,
belki ihtimali olsaydi
o zaman kalbimin demir olmasını isteyebilirdim.
Bazen demirden bir kalbin varmış gibi uyanamazsın.
zaten demirden bir kalbin varmış gibi uyuyamazsın hiçbir zaman.
demirde bükülür nihayetinde... çaresizsindir.
Ben de isterdim.
Eskiden oldugu gibi basimi yastiga koyunca hemen uyumayi.
Dunyalik hicbiseyi takmadan huzurluca uyumayi.
Özeniyorum onlara;
Yalnizca gerekli seyleri umursayip, kafasi rahat olanlara.
elimden tutup koşarken
o uzun kirpiklerinin arasında parıldayan mutluluk ışığını görmek..ne harika şeydi..:)
13 kasim 2015

13 Kasım 2015 Cuma

Büyümekistememekamayinedebüyümekzorlanmaksonrabüyümekistememekamayinedebüyümekveyinezorlanmaksonraveyinebüyümekistememekamayinedebüyümek.
çözmeye çalıştıkça
daha da çok karıştırdım..
''bilmem.. bi süre sonra
 bi köye çekilip orda yaşamak isterim heralde ben..  güzel olurdu..''  demişti..

 koloniden biri..

 onu şimdi anlıyorum..
....bazen birinin hikayesini duyduğunda dersin ki;
" hadi be! böyle insanlar da var mı gerçekten?"

evet böyle insanlar var

ısrarla görmezden geldiğimiz...

hayata tutunacak bir dal bulabilmek için çırpınan çocuklar var.

belki seslerini hiç duymadığımız ama çığlık çığlığa bağıran çocuklar..

karnı acıkan kuş yavruları gibi, büyük kuştan ufacık sevgi bekleyen çocuklar..

küçücük yaşında sırtına ağır yükler yüklenip 'Hadi Yallah' denilen çocuklar..

tek derdi bilgisayardaki oyunu geçmek olmayan çocuklar.

sadece dikkat çekmek,
ilgiyi biraz olsun kendinde toplamak için kolunu bacağını parçalayan çocuklar..

bunlar hikaye değil. 
kısacık ömründe çok şey yaşayan çocuklar var. 
yaşamaya çalışan..

 biz görsek de görmesek de varlar..

'Zaman' ellerimden kayıp gidiyor..
Tutamıyorum.
GEÇ KALAN ...

Üzüldüğünüz bunca şeyde haklısınız küçük hanım.
Ama ben en çok içimdeki çocuğa üzülüyorum
Hevesle büyüttüğüm çocuğa...

Düşünüyorum da; ne güzeldi çocuk olmak.
Dert ettiğiniz karıncalar var ya
Mesela onlar sadece çalışkandı küçükken.
Dert etmeniz gereken kadarını bilmiyordunuz.

Sonra en kötü Gargameldi.
Düşünsenize küçük hanım
"insanların kötü olma ihtimali"bile yoktu.

ve "yalan söylemek çok kötü bir şey" di.
Bu nedenle tüm insanlar dürüsttü.
Kandırılma ihtimaliniz yoktu.
Bu bile başlı başına mutlu olma sebebi.

Bir de ağlayınca;
"dert etme, kendini üzdüğüne değmez"
     demezdi ki kimse...
Ne için ağladığını anlamaya çalışıp,
  ihtiyacını giderme derdinde olurlardı.

Dertsiz bir hayat düşünebiliyor musunuz küçük hanım
Güçlü olmak, dik durmak zorunda değilsiniz.
Oyuncak alınınca geçen sıkıntılarınız var.

Bir de çocuk olunca gidenlere ağlayıp
   kalanlara üzülmüyorsunuz ki.
Çünkü herkes cennete gidiyor.
Yokluklarını bile büyüyünce anlıyorsunuz.
Büyüdükçe dertleniyorsunuz.

Çocukluğun bahçesindeki ağaçta asılı salıncakta
       sallana bilir misiniz hala?
60 yaşında hala salıncağa binebilirsiniz belki...
Ama bunca dert, elem, keder, sevinç
   ağır gelmez mi o salıncağın masumluğuna?

Küçükken "çocukluk etme" derlerdi ya küçük hanım
En büyük çocukluğu büyüyerek yaptık
En bi bencil tarafımız; çocuk kalamayan yanımız.
                                                                    (YG)
bir fizik dersidir hayat..
ne vakit yolunu bölsen zamana
sana hep hızını verir..

kimse zaman vermez oysa..

ne kadar yavaş gidersen git
hayat sana hep hızlı gelir..

ne kadar yaşasan acemisin
ne kadar koşşan yavaş..

iyiyi ve kötüyü pekiii
söyle;
kim bilebilir..

oysa bozuk saat bile
günde iki kere hiç tereddüt etmeden
sana doğruyu gösterir..

ve ne tuhaftır ki hayata gelen bütün insanlar;
birgün yaşamının biteceğini bilse bile
hiç gitmeyecek gibidir...
                               
                                            ''doludizgin yıllar''

11 Kasım 2015 Çarşamba

burasi bursa..saat 20.19 çarsamba..onlar koloni. Burdalar.. Ben resmi cekiyodum çıkmamışım.

hüzünlü bir hikayeydi ya bizimkisi;

Sabahlanan gecelerde,
Yetişmeyen paftalarda,
İsyana sürüklediği halde
    koloninin isyan ettirmediği projelerde,
Ozalit kuyruğunda
    değilmiş hüznü.

Şu an olduğumuz noktada;
Apayrı şehirlerde, apayrı yaşamlarda
"bizim bir koloni vardı..." diye kurulan cümlelerde
artık esürtüp çirkefleşememekte
ablayla kıskandırıp, yeğen özendirememekte
aynı şarkıyı bin beş yüz kere dinleyememekte...

Metaforlarda;
Lavanta çayında,
pekmeze karabiber dökmekte
mavi minderlerde,
cevizli dondurma da,

Yağmur da, karda
hep durmadan sürekli yaşanmışlıkları hatırlamakta...

Haklarında hayırlısı olsun diye en içten dua ettiğin insanların özleminde,
Çayın kokusunda, muhabbetin demine varamamaktaymış.
                                                                                              ÇAY?


                                                                                     (Y.G)