31 Temmuz 2021 Cumartesi

 Malını mülkünü kaybetmek, işini kaybetmek hep bu dünyanın cezaları gibi geliyor. Değil

Bi de kamera arkasında olanlar var, ruhunu kaybetmek var, inceliğini, iyi niyetini, hüsnü zan'ı guveni, huzuru kaybetmek var.

 Önünden geçerken 'bak bu binaları annen çizdi oğlum' dediğim günlere geldik. Havalı, yaşlı ve şaşkınım

25 Temmuz 2021 Pazar

 "Bugünlerde ruhumda korkunç bir ur var"

 '' Bulutların üstünden bıraktım ben kendimi

Sonunu düşünmeden... '' 

8 Temmuz 2021 Perşembe

-Üstünden çok zaman geçti tabi bunların-

Zaman gerçekten de geçmiş gibi hissediyorum artık, iyiden iyiye.

Başkalaşan hayatlarda, farklı yollarda yürüyoruz gibi hissediyorum.

Bu sitem değil, bazı şeyler olması gerektiği gibi ilerlemeli.

Hala bir araya gelmenin hayalini kuruyorum. Ya da insanlar sizlere karşı hassasiyetimi görünce farklı olduğunuzu anlıyor mesela. 

Fakat şöyle bi dönüp kendi hayatıma baktığımda,

Evet; büyüdüğümü, değiştiğimi, -o şarkıdaki gibi- çokça heyecanımı kaybettiğimi hissediyorum.

Günü kurtarmak için mi yaşıyorum? Hedefim ne? Öylesine mi yaşıyorum?

Ne yapıyorum? Nasılım? 

Bilemiyorum.

Sanki yarım kalmış gibiyim.

Hevessizlik de değil bu, modum iyiyken keyifle geçer zamanım.

Ama geçer gider.

Her şey gelip geçiyor.

-Üstünden çok zaman geçecek tabi bunların-

Gelecekteki kendime bir not:

Umarım, mutlusundur. 

Çünkü şuandaki kendim için

Üzgün hissediyorum.

 ağlamanın yetmediği bir yerdeyim

ağlamanın gülmenin unutmanın hatırlamanın

bir insanın gelmemesi gereken bir yerdeyim

gelmemesi bulmaması bir saniye bile kalmaması

ıssız bir yer burası

sessiz

endişeyle çevrili duvarları

hüzün yapraklı ağaçları var

kurumuş bir çiçek burada umut

yeşermiyor

keder bulutundan inip

yağmur oluyor toprağa

her şeyi unuttum artık ben

nasıl çıkılırdı yola?

varılacak yer neresiydi?

dost kimdi neredeydi?

havada kalmış bu el

neye uzanmıştı, niçin tutulmamıştı?

nereye bakıyor gözlerim

neden suskun dilim

kime dargın yüreğim

bilmiyorum

 bu nasıl deniz

ıslandıkça kuruyorum

bu nasıl dağ

yükseldikçe düşüyorum

soluverdi dokunduğum çiçek

kayboldu tutunduğum umut

bu nasıl yol 

yürüdükçe başa dönüyorum

bu nasıl ayna

göründükçe kayboluyorum

Doğduramadım güneşi yüreğime

öyle uğultulu ki burada rüzgar, öyle savurgan

zannederim ondan

uçamadı kuşlar içimden 

uçup da bulamadı göğünü

şimdi sen; kalbinin derinlikleri

dik durdun, dimdik

koca bir dağ gibi

ben şahit

geçtiğin yollar şahit

paslanmış bu merdiven bile şahit

ama olmadı 

kaçamadık bu yağmurdan

kaçıp da kurtulamadık

şimdi sen ve kalbinin derinlikleri…