Süzme yoğurt
Yaslandı
Ben bulamadım sen sorma
''çoğunlukla gerçek dostlarımızı
kendimizi gerçekten kaybolmuş
hissettiğimiz anlarda buluruz..''
bu; bu bahsedilen şey;
gerçek dostların
kaybolmuş hissettiğimiz de
yanımızda belirivermeleri değil..
olmaz olamaz
nasıl olur ki zaten
uzaktan benim ne durumda olduğumu nasıl bilebilirler?
galiba bu öyle bişey değil..
gerçek dostlar her zaman yüreğimizdedir dimi
eğer kaybolmuş hissedersek
onlar beliriveririrler..
bazen bi karınca gördüğümüzde
bazen başımızı kaldırıp yıldızları bakarken
o zamanlar buluruz onları
ya da bi ağacın yaprakları dökülürken
koşan birilerini gördüğümüzde beliriverirler
bi bulgur pilavında bi salıncakda
bi hızlı yağan yağmurda bi lunaparkta
bi çıkmaza girdiğimizde
işte ozaman belirirler söyleyecekleri sözler
kulağımızda çınlayıverir..
şimdi ben bütün bunlar;
''birisinde''
bu aralar kaybolmuş gibi
hisseden birisinde belirsin
istiyorum..
belirsin ki kendini yalnız hissetmesin
belirsin ki kaybolduğu yerden çıksın
belirsin ki silkelenip kalksın
belirsin ki endişeleri karamsarliğı umutsuzluğu bıraksın
belirsin ki yaşama gayesini hatırlasın...
öyle işte, bi cümle bile yazamazken bazen birilerine.
Umut edersin gözlerinden kalbine bi kelime süzülürse diye.
Sevmekvesevilmeksevmekvesevilmeksevmekvesevilmemeksevmemekvesevilmeksevmemekvesevilmemek.
Sevmek ve sevilmek...
Kan bağıyla oluşmayan sevmek.
Sevmemek ve sevilmemek...
Bu dünyada yapayalnız olmak gibi
Sevmek ve sevilmek,
Ve sonra kaybetmek de üzücü olmalı muhakkak.
Fakat hiç sevmemek ve sevilmemek,
Acınası.
Yoldayım.
Sanki kendim olduğum yerde.
Bir otobüs koltuğundan dışarıyı seyrediyorum.
Yeşillikler, bulutlar, direkler için bile yazabilirim sanki şimdi
Zaman dursa.
Düşünülecek bir sürü konu, insan ilişkisi,
Yapılacak bir sürü iş
Omuzlarımda sorumluluklar varken
Ben dingin melodimle böyle uzaklaşsam
Bazen gülsem bazen ağlasam
Özlediklerime ulaşsam
''. .. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır. O halde boş kaldığın zaman (başka bir işe giriş) yorul! ''
Onlarca kez okuduğum bu ayetler beni bugün etkiledi.
Zorluktan bahsetmenin hemen peşinde o halde boş kalma emri geliyor. Kolaylık acaba yorul emrinde mi, yani zor olan boş kalmak mı?
Ya da boş kalma, zorlansan da kolaylık vereceğiz mi?
Yani bilmem aklımdan akıp gidenler bu bir kaç cümlede tutunabildi mi?
Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır denilince düşünüyorum ki ben Bi zorluğun içindeyim ve bana bu uyarı geliyor, tamam sabret kolaylık var! Fakat peşinden gelen ayet beni sarsıyor, boş kaldığın zaman hemen yorul!
Zorluğun içindeydim zaten, muhakkakki yoruluyorumdur şimdi bundan sonra hemen, O HALDE BOŞ KALDIĞINDA... geliyor. O halde.... boş kalma. Bana kolaylığın yolu mu gösteriliyor?
Bilmiyorum. Belki 10 yıl sonra bambaşka şeyler düşümdürür, belki 3 gün sonra. Bilmiyorum
Bugünlerdeki hayat;
Hızlı akıyor gibi bazen duruyor gibi
Uzun uzun sohbet edesim varken kimse buralarda değil gibi
Sonra benim de konuşasım kaçıyor gibi.
Bu durumun normalleşmesinden korkuyorum.
Benim dışımdaki herkesin hayatı değişiyor da ben yatağımda dizi izlemeye devam ediyormuşum gibi.
Mutlu muyum?
Bugünkü hayatım nasıl?
Hislerim nasıl?
Hislerin nasıl?
Her şey tamam gibi görünürken, bişeyler eksik gibi.
Şöyle upuzun sohbet etsek.
Küçücükken bağırışmalı, gürültülü çok kavgalar gördüm. Çok yakınlarla, sevdiklerimle. Ben kenardaydım.
Sesin yükselmesine dayanamam. Ruhum kararır, taş gibi olurum.
Gergin ortamlar korkutur, gülerim ve dalgaya vururum.
Öyle yapsak ya, gülsek, sallamasak..
Çok da zamanımız yok zaten.
Bilmem ki öyle de halı altına süpürmek mi olur, herşeyi yaşamak belki de daha iyidir, belki de dışarıda bu kadar savunmasız hissetmemin sebebi budur,
belki de dürüstlük dediğin bu değildir. Kızgınlığı, kırgınlığı hep saklamak...
Ne bileyim.
Galiba buradaki kimseyi tam sevemedim
Ya da sevmişken öyle tavırlara maruz kaldım ki hayal kırıklığı yaşadım
Bunlar öyle kötü davranışlar falan değil
Sadece umursanmadığını ve sevilmediğini hissetmek gibi
Belki dünyada en zor şey sevilmemek
Sonra eve geldim.
Annemin yemenisini gördüm kanepede
Tüm bunları unutmaya karar verdim
Çok şükür
İsterdim ki gönlü ferah olsun
Nefes aldığını hissetsin
Huzurlu olsun içi
Düşünüp durmasın elinde olmayan sebepleri ve değiştiremeyeceği gerçeklikleri
Sadece yaşasın
Dümdüz yaşasın ve hayattan keyif alsın
Kahkahalar patlatsın dolu dolu gülsün
İsterdim ki yanlış anlamalara fırsat vermesin
Çabalardan rahatsız olduğunu söyledi ama
Aslında içten içe biliyor olduğunu umut ediyorum;
Asıl hedefin çabamızı görmesi değil, onu kendine getirmek olduğunu..
Sert sözleriyle, bizi kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor fakat
Cümleleri yardım çığlıkları gibi geliyor.
İsterdim ki
Gözlerim dolu dolu bu yazıyı yazmayayım,
Bunun yerine
Dış kapıyı açtığımda yüzünü göreyim.
Darılmayalım,
Birbirimize tutunalım.
Salça yaparken, "çok yorulduk, ben Bi çay koyayım" demiş.
Mutfağa gitmiş ve kalp krizi. Sonra yanındakilerden Bi feryat.
Ve bitti.
Bi kaç gündür içime oturan bir yumru oldu bu kadının hikayesi..niye bu kadar etkilendim bilmiyorum...
kışa çıkacağına olan umudundan mı, hayatının son gününde salça yapmasından mı, hepimizin hergün önemsizce yaptığı "Bi çay koyma" anında dünyaya vedasından mı bilmem.
Asla doktora yapmayacağım (inşallah)
Eğer azıcık bile meyledersem; şuan sabahın erken saatinde kalkıp Eskişehir’e seyahat edip ordan oraya koşturmaktan bitap düşmüş, harika gitmeyen her şey için canı sıkılmış, ayakları sızlayan, çok susamış beni hatırlamak için buraya not düşüyorum.
Asla doktora yapmayacağım
- Olsun.