30 Ekim 2016 Pazar


 Sanki omurgam karinca kuvvetinde,yükü de fil...
Ama Öyle tatlı ki
Bu Yorgunluk...
Ve
Korkulu anı düşünüp düşünüp kurmak
Korkulu andan
Daha korkunç

29 Ekim 2016 Cumartesi

Hayalini kurdugun şeyin gerçekleşmeden bi an öncesi gerçekleşme anından daha güzeldir

28 Ekim 2016 Cuma

27 Ekim 2016 Perşembe

Herkes kendinin daha çok zorlandığını mı düşünür?
O günün sonunda en çok yorulanın kendisi olduğunu ya da

Mutsuzken diğerlerinin yaşadıkları basit mi gelir?

Kendisi bunaldığında tüm dünya karanlık olur.

Belki de bu yüzden başkasının ne hissettiğini çok da umursamaz.
Kendisiyle o kadar meşguldür ki
Bi başkasının sıkıntısını tam kavrayamaz.
Kendini bi başkasının yerine koymak,
Gerçekten mümkün müdür?

Hayat
..
Hayatlarımız
..
Baş karakter olduğumuz hayatımız
..
İlginç

26 Ekim 2016 Çarşamba

bi kere daha anladım ki;
köşeye sıkıştığında
yalnız kaldığında
bir yardım bulamadığında

zorları kolaylaştıran
düğümleri çözen
bütün sıkıntıları gideren
'Allah'  a güven..

24 Ekim 2016 Pazartesi

Öyle biri olmaktan korkuyorum
Öyle biri olmak istemiyorum.


Yüzlere tebessüm edip
Samimi olmayan.
zaman geçtikçe;
daha kalabalık daha güçlü mü oluruz
daha yalnız daha korkak mı
bi beceremedim
olmuyor

21 Ekim 2016 Cuma

İki tane
Birbirine kenetlenmiş dişli çarkın arasındayım.
Son hız koşuyorum.
Eğer duracak olursam
İkisinin arasında kalıp,
Dişliler tarafından
Bi kıyma gibi aşagiya bırakılıvereceğim..



Bugüne baktım. .
.
.
Dün daha iyiymişim.

20 Ekim 2016 Perşembe

Kelimeler
Yanyana geldiklerinde anlamlı mı olurlar?
Ya da düşünceleri aktarmaya mı yararlar?

Emin değilim.

Ama deneyimlerime göre
Bu her zaman işe yaramaz.

Ya da ben bunu beceremem.

Kelimeleri biraraya getirmek benim için
Zor.
Sana baktığımda düşünüyorum ki
Hiç mi vazgeçmeyecek?

Hala göremiyo mu?
Ya da görmek istemiyo mu?

Ya da ben mi yanlış bakıyorum.
Herşeyi görmüş geçirmiş bi tavırla

Öyle,  dedim.

Hayat böyle


Kendimi savunmaktan yorulmuşken
Gerçeklerden uzak.
Cikarlarin peşinde koşulan bu muhabbetlerden bıkmışken...
Samimi insanlarla konuşmak öyle iyi geliyor ki...
Benim favori hissim de samimiyet galba

kendi içimde savaşım,
ne demek istediğimi anlayanlar uzağımda
bu savaşa bir sıfır geride baslamama sebep.
herkes kendi hayatına dalar bi şekilde.
istese de istemese de..
ama aslında yasadigi hayat gece konuşur.
rüyalarda..

birgün oraya gelmeyecekler diye çok korkuyorum..






19 Ekim 2016 Çarşamba

ne zaman
zamanın hızlıca geçip gitmesini istesem

buz tutmuş nehirler gibi
tamamen durur

o da bana öfkeli anlaşılan
ben de öfkeliyim,
kendime

fakat
bir parça güneş açsa
bütün bu buzları eritse

haketmiyorum
değil mi









ne olduğunu sormak istiyorum
kelimelere dökmenin her şeyi basitleştirdiğini bilerek
uygun kelimeleri yanyana getirmenin çok zor olduğunu bilerek
söyleyince bi sonuca varılmayacağını da bilerek

gene de sormak istiyorum
neden
böyle düşündün ?

Yarın yeniden başlamak istiyorum.

Hayata

Mutlak güç sahibinin yardımıyla. .


Eskiden yaşadığım o zamanların çok zor olduğunu düşünürdüm, zordu da.
O günleri atlattığımda herşeyin düzeleceğine inanırdım.

Sevdigim birileriyle biraraya geldiğimde
Dünyanın en keyifli kişisi olurdum.
Herkesin çok eğlendiğini sanırdım.
Birlikte gülünen insanların
birbiri için çok değerli olduğu kanısındaydım.

Şimdi,

Birileriyle biraraya geldiğimde
Anlıyorumki gülümsemelerde sahtelikler olurmuş
Aslında kimse kimsenin çok da umrunda değilmiş.
Herkes birlikte geçirilen zamanın dolmasını,
herkesin kendi rutinine dönmesini beklermiş.

Farkettim.

Ne bugünler dünden daha kolay
Ne de gelecek daha iyi olacak.

Yeni bi gün?
Beklemem için bi sebebim olduğunu sanmıyorum.


Vefa
Favori hislerimden olabilir.

zamanla hayatından uzaklaşan
Belki de uzaklaşması gereken insanları,
Hala aynı yerde tutma gibi bi alışkanlığım var.
Bence bu sorun değil.
Ama sorun
Bunun tek taraflı oluşu.
bu küçük kavunlar
bugünlerde en sevdiğim şeyler
düşünüyorum da
çoğu şeyin sebebi 
çekingen ve içe kapanık yapım 

ahh aptal ben
ahhhh aptal ben
ahhhhhh aptal ben


Kararımı verdim.
Artık istemiyorum.

İnsanların söylediklerinin gerçek olduğunu sanırdım.
Ahh ne kadar da aptalım.
tema
tema sözcüğünden nefret ediyorum
mimarlık hayatım boyunca hiç bulamadığım o
tema
canı cehenneme
mimarlığında

her neyse
bugünün teması  
yerine başlık demeyi tercih ediyorum

başlık:
'içinden ne geliyorsa'


bugün buraya dönüp dönüp
aynı şeyleri yazacağım
çünkü dönüp dönüp
aynı şeyleri yaşıyorum

az evvel
önceden burası olmadan ne yapıyordum
diye düşündüm de
kendi içimde konuşup konuşup susuyordum heralde
her neyse
içim durulana kadar yazıp
sonra
bırakacağım



çok fazla gürültü işittim
merak dolu birkaç adım daha attım
fakat ortada ne bir kalabalık ne de bir gürültü var
aksine ıssız olduğu kadar karanlık da
aslında ayakta duracak halim de yok
dudaklarım kuruluktan acıyor

kafamı kaldırınca bir yıldız görüyorum
öncesinde epey ağladığımdan
'görüşüm biraz bulanık'
yüreğim gözlerimden daha bulanık esasen
ama merak ediyorum
neden parladığını
neden tek başına koca karanlık
gökyüzünü aydınlatmaya çalışıyor ki

o sessiz
ben sessiz
öylece duruyoruz
tek kelime etse
hiç susmadan konuşacağım
ama etmiyor
etmez



esintiye karşı dururduğunu sanırken
bütün yaprakları sararıp sonra da düşen
bir sonbahar ağacı kadar
yalnız

yapraklarının kaybeden ağaca üzülen
küçük bi çocuğun;
onları dallara bantlayıp
eski haline döndürmeye çalışması kadar
beyhude







Birine sarılıp ağlamayı isterdim
Ama sarıldığım kişi benim yüzümden üzülmesin.

Herşey düzelecek, geçecek hepsi desin.
Ona inanayım,
Sözleri beni teselli edebilsin.

Ağlamanın çözüm olduğunu da nerden çıkardın?

bazen dünyanın en acınası insanı olduğumu
bazen se en şükürsüzü olduğumu düşünürüm


''biraz sessiz yani,
fazla sessiz burası
sanki fırtına kopucakmış da 
öncesi gibi sessiz''
                 
kime dokunsam bulaştırmaya başladım
bi karadelik gibi
herkesin mutluluğunu yok ediyor gibi

ben de yoruldum
kendi karanlığımdan


elimdeki kartopu
büyüdü büyüdü büyüdü
şimdi kocaman bir çığ
ben toparlamak istedikçe dağıldı
ne yapsam birleşmiyor
geçmiş asla şuanı yaşamaya izin vermiyor
ne tarafa baksam başka bir gözyaşı karşılıyor
bu hiç kurtulamadığım bir döngü
hiç çözemediğim bir kördüğüm

hiç susmadan ağlasam
biraz olsun geçer miydi
Kaçıp gitmek?

Gitmek istediğim bi yer yok.

Konuşmanın gereksizliği.
Öylesine sorulan sorular
İlgilenilmeyen cevaplar.
Bencillikten bıktım.

Hayal ettiğim bişey?
..

Ferahlamak için bi çözüm?
..

İyi olacağını mı düşünüyosun?
Hayatta.
Acıları küçümsemek istemem ama

Yine oldu.

Çok zor.

Düşündükçe üzüldüğüm bişeyler
Gördükçe dayanamadıklarım.

Mutlu gibi yapmak en iyi oynadığım rol.
Herkes kendi dertleriyle meşgul

18 Ekim 2016 Salı

ne kadar peşinden koşsamda
bu hayatı asla yakalayamadım

bütün küskünlüklerimi de alıp
bi kuytu ağaç bulsam









uzun zamandır kalbim bu kadar kırılmamıştı


16 Ekim 2016 Pazar

"Her gün mutlu değildir. Ama her günde bir mutluluk vardır."

''Bazen insanlara sevgi gösterdiğimizi düşünsek bile sevgimizde samimi olmadıkça bu sadece bir “gösteri”den mi ibaret kalıyor acaba? Seviyor- muş gibi, dinliyor-muş gibi, ilgileniyor-muş gibi… yapmak. Karşımızdaki bunu anlamıyor mu ya da hissetmiyor mu sanki? Belki de en acısı –muş gibi’lerle geçen bir hayat içerisinde bize verilen gerçek sevgiyi, gösterilen gerçek ilgiyi fark etmemek. Olabilir mi?''
''Yüreğini kolla Aureliano, 
ölmeden çürüyorsun.''
''Siz hangi gruptasınız? 

Yıllar önce yaşadığı olumsuzlukları durmadan tekrarlayıp elindeki kartopunu kocaman bir çığa dönüştürerek içinde kaybolanlardan ve yanındakileri de sürükleyenlerden mi; 

yoksa kocaman bir kar kütlesini güneşin sıcaklığıyla eritip etrafına huzur verenlerden mi?  ''

15 Ekim 2016 Cumartesi

Sabirsiz aksi ve huysuzum
Noldu bi problem mi var?
Kimileriyle iletişime geçtiğinde huzurla dolarken iiçin
Kimileri zarardır insana..

14 Ekim 2016 Cuma

''Üzülünce hep aynı yere giderim. bilirsin,
şehri belli bir noktadan izlemek, sevdiğin biriyle konuşmak gibidir. ''

8 Ekim 2016 Cumartesi

gene aynı rüya

sanki bana bir avuntu
ben den ona bir özür borcu

dengem sarsılıyor
kalbimdekileri özlem dolu bir gözyaşına çevirmek için mi
bütün bunlar








nasıldır
hep merak ettim

7 Ekim 2016 Cuma

6 Ekim 2016 Perşembe

'bir menekşe kokusunda 
seni aramak 
bu hep böyle böyle gider mi'

koca gökyüzünde kendine yer bulamamış bir yıldız gibi





Sabahleyin sokaklardan geçerken,
Balkonlardan gelen çay kaşığı, çatalların sesleri sabahın en Tatlı sesi

4 Ekim 2016 Salı

Öyle bi anı.

sensorlu lambalar var apartmanda.her sabah evden çıkarken ayakkabilarima yoneliyorum, yanmiyor. hareket ediyorum yanmiyor. el kaldırıyorum. Yok.ayakkabilari göremiyorum. karanlıktan rahatsız oluyorum.okadar sinirleniyordum ki. bir değil iki degil. her gün aynı sey. sabah sabah uykulu gözlerle kapının önünde şekilden şekile giriyorum. ayni seyi akşam eve döndüğümde anahtarı kapıya takma asamasinda da. normalin ustunde sinir kat sayımi artırıyordu. buna da kızıyordum. ufacık bisey için ne bu gerginlik..
istisnasız hergun Olan birşey...

sonra bi gün lambalar bozuldu. karanlıkta hareket etmekten hiç hoşlanmam. kızdim. biran önce duzelmeliydi. sonra ikinci gün. aynı..
2 hafta geçti aynı. ilgilenen yok. ben ilgilenmek istedim engellediler. elimde fenerle anahtar çıkarıp ayakkabı giymeye başladım. biraz kabullendim gibi ama sinirliyim.
sonra 1ay oldu. 2ay.
karanlığa okadar alistimki. bazen fenersiz inip çıkıyorum. sonra 3-4ay....
4ayin sonuydu herhalde.
ışık problemi halledildi.
bu süreçte karanlıkta sinirlendiğimi unutmusummm. ilk gün ayakkabıları giydikten sonra merdivene doğru gittiğimde ışık yanınca. bi garip oldum. yine geç yanıyo ama ben çıldırircasina sinirlenemdim. yani etkilenmedim doğrusu.

bu hikaye bana o gün garip geldi.
tam karanlık bi süreç, bazı şeyler için kökten çözüm
Nereye gideceğini bilen insanları kıskanıyorum.
Daha önemli şeylere üzülmeliyim.

Otobüs beni beklemeden gitti diye değil.
Annem bana söylemeden marulu çöpe attı diye değil.
Sözlerim birilerinin umrunda değil diye değil.
Yeni biriyle tanıştığımda, hemen ısınamadık diye değil.

Gözlerimin iki de bir dolmasına müsaade etmemeliyim.

Şuanki halimle mutlu olmalıyım.
Kendimi teselli etmeliyim.

Herşey iyi.

Sağlıklı nefes alabiliyorum mesela.
Sevdiklerim telefonun ucunda


Biliyorum..şimdi daha iyiyim.
Biliyorum..benim için daha güzel bi kader var.


Kalbime söz geçirmek zorundayım.


3 Ekim 2016 Pazartesi

 hayat pırıltılı süper harika değil...
Tercih edeceğin herhangi bi yol için..


2 Ekim 2016 Pazar

..
Ya da bu kadar kolay ağlamazdım.
Eğer
Burası olmasaydı,

2015te ilk karın 2 Aralıkta yağdığını hatırlayamayabilirdim mesela.
Ne tür müzikler dinlediğimiz,
Bunların bizim için ne ifade ettiğini.
Nelere tasalanıp
Nelere ağladığımızı,
Birbirimizi nasıl teselli ettigimizi de unutabilirdim.
O güzel yıldızistan masalını da.
Ya da
'Hadi hazırlanın, yola çıktım. Sizi almaya geliyorum, birlikte yıldızlara gidicez' cümleleriyle
Buruk bi tebessüm bırakılan anları.

Odandaki ay manzarasına yalnızca bi gün sahip olduğunu da bilmezdim bura olmasaydı,
Belki canının hayata bakarken lahmacun çektiğini de.
Ya da sen üzgünken bütün denizlerin suyunun çekilebileceğini de.
'O günlerde hayat'ınızı da.

Birileri ağlama duvarı diyo ya buraya.
Okuyan neler olduğunu bilmese de
Herkesin birbirinden farklı dertlerini paylaştığı bi gökyüzü oldu burası.
Güncellediğim sayfada yeni cümleleri okuduğumda
Çok kere içimi gördüğüm..

Tekrardan o anlara dönmem bu kadar kolay olmayabilirdi.
Zamanla paslanan hatıralarım
Yok olup gidebilirdi.

Eğer burası olmasaydı.
Kırk yılın  başı  Kabuğundan çıkan
 salyangozları
rahatsiz eder
İç dünyasına geri gönderirler ya.
İşte öyle..
Salyangoz gibi.
İnsanı da kelimeler geri gonderir kabuğuna...

Hatıralara tutunmak,
Gitmelerine izin vermemek
İzin vermek istememek
Hissettirdiklerini hiç unutmak istememek
Bi zamanların mutlu anılarına sarılmak

mümkün mü?

Tek başına

Bi zamanlar ölüp bitilen şeyler,
Şimdi kimin umrunda

Önemsedigi kadar mı önemsenir insan?

Bağlam..
Ortak bişeyler..
İnsan ilişkilerinin temeli galiba.

Ha bi de sevgi faktörü var.
Tam olarak nası gerçekleştiğini anlamasam da
Uzaklaşıldıkça, sebepsiz azalmasını anlamak tamamen imkansız.

Ama bu bana göre,
Mesafeler ya da başka biseyler,
Ne olursa olsun,

İnsanın kendi elinde.

Eğer sevmek istersem, severim.
Eğer unutmak istemessem, unutmam.
"üstünden çok zaman geçti tabi bunların"
Ama ben geçemedim.