22 Eylül 2015 Salı
21 Eylül 2015 Pazartesi
zaten heybem hep yanimdaki benim..
ikide bir beliverir yanimda
bugün patates soyarken mesela..
soyarken çıkan toprak kokusunda...
nasıl da güzel kokuyor demi? yiyesin geldi mi..
tamam sadece biraz..
demir eksikliğinden bu.
küçüklüğünden beri vardır. hatta kucukken kapilari mi kemirirdi ne yada kemiren vardi iste neyse... kilde güzel kokar mesela..
mesela bide sarı renk:)
önceleri çokta umrumda olmayan
simdi ise fırsat oldugunda tercih sıramda baslarda yer alan...
portakal suyu..
çok açik cay
çatlamis eller
mor renk..
mavi salaş pantolon...
anladin mi? sorusu
Minnacik kol cantasi
Gumus rengi duz taban ayakkabi
Ve
konvers
kürt müymüş?
he kanki kanki
kalesii
yüz tanıma oyunu
çabucak kuruyan polar picama...
...
ben hep yanimda saniyodum sizi ta ki dün demet arayincaya kadar..
uzaktaymis..
çünkü nasilsin diye mesajla sordu.
ordan anladım.
haksizlik bu dedim.
neden ayni metrekare içindeki 3. kisi değilim. niye saçlarımı bağlamıyorlar ranzaya..
mesajla sorunca uzak gibi oldu.. yanimda değilmiş lerdi..
ama merak etmiş..
niye ayni anda iki yerde olamiyoruz. niye ışınlanma hala bulunmadiii!
niye şuanda mum duruşu yapmiyoruz meselaa?
tamam uzak..!
niye ruyalar hala yakin ozaman.?
bu evin kapisina niye hiç terlik firlatilmaz..
hic bi yerde neden sakiz sesi yok...
salıncağa binince daha yuksege gidebilcek yok mu yanimda?
bunlar yeni hayata dalmadan son cirpinislar.
uzaklasacaz yavasca heralde. 3-5 sene sonra unutcam.
simdi biseyden bahsederken, uni.deyken bi arkadasim vardi diye mi gircem lafa..
"küsüp iki dakkka sonra barışılır mi" dedi geçen biri. "olamaz böyle bişey..."
küsünce bir an evvel barışmak için alttan alttan bakardik bi adim atsada barışsak diye.. ki atılırdı o adım...kritik alıp vermeye devam ederdik..ya da kusmezdik. bağırır çağırırdık sonra çay içerdik...yada komşu gelir konuşurduk..
olmaz böyle biseyden sonra bir anda akıp gitti bu düşünceler..
olabilir dedim.. çok yakınlarsa olur...
sustum
bi baskasi: "evet bence de olabilir dedi..ekledi."ama benim hiç okadar samimi arkadaşım olmadı"
güldüm.. biraz hüzünlü..birşey demedim.
sustuk.
olabilir...
ikide bir beliverir yanimda
bugün patates soyarken mesela..
soyarken çıkan toprak kokusunda...
nasıl da güzel kokuyor demi? yiyesin geldi mi..
tamam sadece biraz..
demir eksikliğinden bu.
küçüklüğünden beri vardır. hatta kucukken kapilari mi kemirirdi ne yada kemiren vardi iste neyse... kilde güzel kokar mesela..
mesela bide sarı renk:)
önceleri çokta umrumda olmayan
simdi ise fırsat oldugunda tercih sıramda baslarda yer alan...
portakal suyu..
çok açik cay
çatlamis eller
mor renk..
mavi salaş pantolon...
anladin mi? sorusu
Minnacik kol cantasi
Gumus rengi duz taban ayakkabi
Ve
konvers
kürt müymüş?
he kanki kanki
kalesii
yüz tanıma oyunu
çabucak kuruyan polar picama...
...
ben hep yanimda saniyodum sizi ta ki dün demet arayincaya kadar..
uzaktaymis..
çünkü nasilsin diye mesajla sordu.
ordan anladım.
haksizlik bu dedim.
neden ayni metrekare içindeki 3. kisi değilim. niye saçlarımı bağlamıyorlar ranzaya..
mesajla sorunca uzak gibi oldu.. yanimda değilmiş lerdi..
ama merak etmiş..
niye ayni anda iki yerde olamiyoruz. niye ışınlanma hala bulunmadiii!
niye şuanda mum duruşu yapmiyoruz meselaa?
tamam uzak..!
niye ruyalar hala yakin ozaman.?
bu evin kapisina niye hiç terlik firlatilmaz..
hic bi yerde neden sakiz sesi yok...
salıncağa binince daha yuksege gidebilcek yok mu yanimda?
bunlar yeni hayata dalmadan son cirpinislar.
uzaklasacaz yavasca heralde. 3-5 sene sonra unutcam.
simdi biseyden bahsederken, uni.deyken bi arkadasim vardi diye mi gircem lafa..
"küsüp iki dakkka sonra barışılır mi" dedi geçen biri. "olamaz böyle bişey..."
küsünce bir an evvel barışmak için alttan alttan bakardik bi adim atsada barışsak diye.. ki atılırdı o adım...kritik alıp vermeye devam ederdik..ya da kusmezdik. bağırır çağırırdık sonra çay içerdik...yada komşu gelir konuşurduk..
olmaz böyle biseyden sonra bir anda akıp gitti bu düşünceler..
olabilir dedim.. çok yakınlarsa olur...
sustum
bi baskasi: "evet bence de olabilir dedi..ekledi."ama benim hiç okadar samimi arkadaşım olmadı"
güldüm.. biraz hüzünlü..birşey demedim.
sustuk.
olabilir...
''çoğunlukla gerçek dostlarımızı
kendimizi gerçekten kaybolmuş
hissettiğimiz anlarda buluruz..''
bu; bu bahsedilen şey;
gerçek dostların
kaybolmuş hissettiğimiz de
yanımızda belirivermeleri değil..
olmaz olamaz
nasıl olur ki zaten
uzaktan benim ne durumda olduğumu nasıl bilebilirler?
galiba bu öyle bişey değil..
gerçek dostlar her zaman yüreğimizdedir dimi
eğer kaybolmuş hissedersek
onlar beliriveririrler..
bazen bi karınca gördüğümüzde
bazen başımızı kaldırıp yıldızları bakarken
o zamanlar buluruz onları
ya da bi ağacın yaprakları dökülürken
koşan birilerini gördüğümüzde beliriverirler
bi bulgur pilavında bi salıncakda
bi hızlı yağan yağmurda bi lunapark da
bi çıkmaza girdiğimizde
işte ozaman belirirler söyliyecekleri sözler
kulağımızda çınlayıverir..
şimdi ben bütün bunlar;
''birisinde''
bu aralar kaybolmuş gibi
hisseden birisinde belirsin
istiyorum..
belirsin ki kendini yalnız hissetmesin
belirsin ki kaybolduğu yerden çıksın
belirsin ki silkelenip kalksın
belirsin ki endişeleri karamsarliğı umutsuzluğu bıraksın
belirsin ki yaşama gayesini hatırlasın...
öyle işte...
kendimizi gerçekten kaybolmuş
hissettiğimiz anlarda buluruz..''
bu; bu bahsedilen şey;
gerçek dostların
kaybolmuş hissettiğimiz de
yanımızda belirivermeleri değil..
olmaz olamaz
nasıl olur ki zaten
uzaktan benim ne durumda olduğumu nasıl bilebilirler?
galiba bu öyle bişey değil..
gerçek dostlar her zaman yüreğimizdedir dimi
eğer kaybolmuş hissedersek
onlar beliriveririrler..
bazen bi karınca gördüğümüzde
bazen başımızı kaldırıp yıldızları bakarken
o zamanlar buluruz onları
ya da bi ağacın yaprakları dökülürken
koşan birilerini gördüğümüzde beliriverirler
bi bulgur pilavında bi salıncakda
bi hızlı yağan yağmurda bi lunapark da
bi çıkmaza girdiğimizde
işte ozaman belirirler söyliyecekleri sözler
kulağımızda çınlayıverir..
şimdi ben bütün bunlar;
''birisinde''
bu aralar kaybolmuş gibi
hisseden birisinde belirsin
istiyorum..
belirsin ki kendini yalnız hissetmesin
belirsin ki kaybolduğu yerden çıksın
belirsin ki silkelenip kalksın
belirsin ki endişeleri karamsarliğı umutsuzluğu bıraksın
belirsin ki yaşama gayesini hatırlasın...
öyle işte...
19 Eylül 2015 Cumartesi
16 Eylül 2015 Çarşamba
bilmem.. öyle mi dersin..
martıcığın zamanı az ama mutlu
petşişenin zamanı çok ama mutsuz..
yani;
bi şeçim yapsa; martıcık gibi mi olmak ister insan?
belki de haklısın
dilediği zaman dilediği yere gidebilir martı
uçar; yanında olmak istediklerine..
sahi martılar geçmişe de uçabiliyolar mi?
neyse; zaten insan ne pet şişe olabiliyo ne de martı
ne beş yüzyıl yaşayabiliyo; ne de gitmek istediği yerlere uçabiliyo..
öyle işte;
hem zamanı az; hem de mutsuz muş gibi..
martıcığın zamanı az ama mutlu
petşişenin zamanı çok ama mutsuz..
yani;
bi şeçim yapsa; martıcık gibi mi olmak ister insan?
belki de haklısın
dilediği zaman dilediği yere gidebilir martı
uçar; yanında olmak istediklerine..
sahi martılar geçmişe de uçabiliyolar mi?
neyse; zaten insan ne pet şişe olabiliyo ne de martı
ne beş yüzyıl yaşayabiliyo; ne de gitmek istediği yerlere uçabiliyo..
öyle işte;
hem zamanı az; hem de mutsuz muş gibi..
13 Eylül 2015 Pazar
bitane dünya olmadığını anladım..bu dünyada kaç tane insan varsa okadar dünya var aslında..herkes kenid dünyasında yaşarrr ve gideeer..
bazen şunu farkedersin.insanlar birbirleriyle konuşmuyorlar aslında..insanlar kendiyle konuşuyor.senin ne dediğini duymuyor. seni görmüyor. kendi dünyasındaki seni görüyor. onu dinliyor..o dünya da seni nasıl yorumladıysa sen onun için O'sun.
sen hangi renk gözlük taktıysan o renktir dünya.. ve o gözlükten bakan tek kişi sensindir. bu kadar.
senin için pembe olan başkası için yeşildir.. o yuzden bazen konuşmak gereksizdir..
ya da bilmiyorum..
bazen şunu farkedersin.insanlar birbirleriyle konuşmuyorlar aslında..insanlar kendiyle konuşuyor.senin ne dediğini duymuyor. seni görmüyor. kendi dünyasındaki seni görüyor. onu dinliyor..o dünya da seni nasıl yorumladıysa sen onun için O'sun.
sen hangi renk gözlük taktıysan o renktir dünya.. ve o gözlükten bakan tek kişi sensindir. bu kadar.
senin için pembe olan başkası için yeşildir.. o yuzden bazen konuşmak gereksizdir..
ya da bilmiyorum..
pet sise 500 sene yaşasa ne olur deliduman?
yalnızca içinde su varsa kiymeti bilinir, değer görür..
yoksa. oradan oraya sürüklenir..bazen bükülür kırılır....
hatta ezilir..
velhasil belki de pet sise 500 yillik omrunde yalnizca 10dakikayi hatrlamak ister sade..
ama marti oyle mi...
kanatlari var onun..
bi pet sise gibi degil o..
ya da insan gibi...
uçar gider..
sıkışmaz 4 duvar arasına...
bazen süzülür goklerde
pesinde hayran bakislar birakarak.
insanlar elleriyle besler onu bi gemideyse.
martinin simidi kapışı mutlu eder insanlari..
marti belki petsiseden once ölü r ama
oyle bir omur surer ki.
her dakikasi kiymetlidir.
bi kenarda kalmaz o..
goklerdedir hep..
martının kisacik omru pet sisenin 500 yillik ömrünü bine katlar;)
yalnızca içinde su varsa kiymeti bilinir, değer görür..
yoksa. oradan oraya sürüklenir..bazen bükülür kırılır....
hatta ezilir..
velhasil belki de pet sise 500 yillik omrunde yalnizca 10dakikayi hatrlamak ister sade..
ama marti oyle mi...
kanatlari var onun..
bi pet sise gibi degil o..
ya da insan gibi...
uçar gider..
sıkışmaz 4 duvar arasına...
bazen süzülür goklerde
pesinde hayran bakislar birakarak.
insanlar elleriyle besler onu bi gemideyse.
martinin simidi kapışı mutlu eder insanlari..
marti belki petsiseden once ölü r ama
oyle bir omur surer ki.
her dakikasi kiymetlidir.
bi kenarda kalmaz o..
goklerdedir hep..
martının kisacik omru pet sisenin 500 yillik ömrünü bine katlar;)
12 Eylül 2015 Cumartesi
11 Eylül 2015 Cuma
7 Eylül 2015 Pazartesi
Son defa..
Oradaydik, yani bi zamanlarki bağlamımızda
Köprübasindan hamamyoluna cikarkenki lokum tutan kiz hala ordaydi
Eses'in kopekleri sukur ki yine bisey yapmadan sessizce yanindan geciyodu
Papaganda yine oturcak yer yok gibi gorunuyodu
Kahvecilerin ordan gecerken o ses duyuluyodu yine
Atlihan bu sefer turist gibi gezdik..'aa suna bak, buna bak'dedik.ilk kez goren yabancilar gibi
Selale...selale yine herzaman oldugu gibi cok guzeldi..Aksam manzara daha guzel oluyo diye bekleyip, sonra icimiz hafiften urpererekten indik yine asagi :)
Koloniyle kesfetmedigimiz bi mantar kafe bulduk sonra.keske olsalardi dedik.kafamizda oraya oturttuk bile..ama yoktular.
Amaa
Tum bunlar, Eskisehir sokaklari, lokumcu kiz, Tadim...ayni gibi gorunurken aslinda ayni degildi..
Artik bostu
Cunku orayi kahkahalariyla muhabbetleriyle dolduran koloninin herbir uyesi orda yoktu
Yalnizca oralardaki anilarimiz vardi.dopdolu, herbiri gulumseten anilarimiz vardi.
Nasildi?
"Gülümü benim icin bu kadar değerli kılan, ona harcadığım zaman."
Oradaydik, yani bi zamanlarki bağlamımızda
Köprübasindan hamamyoluna cikarkenki lokum tutan kiz hala ordaydi
Eses'in kopekleri sukur ki yine bisey yapmadan sessizce yanindan geciyodu
Papaganda yine oturcak yer yok gibi gorunuyodu
Kahvecilerin ordan gecerken o ses duyuluyodu yine
Atlihan bu sefer turist gibi gezdik..'aa suna bak, buna bak'dedik.ilk kez goren yabancilar gibi
Selale...selale yine herzaman oldugu gibi cok guzeldi..Aksam manzara daha guzel oluyo diye bekleyip, sonra icimiz hafiften urpererekten indik yine asagi :)
Koloniyle kesfetmedigimiz bi mantar kafe bulduk sonra.keske olsalardi dedik.kafamizda oraya oturttuk bile..ama yoktular.
Amaa
Tum bunlar, Eskisehir sokaklari, lokumcu kiz, Tadim...ayni gibi gorunurken aslinda ayni degildi..
Artik bostu
Cunku orayi kahkahalariyla muhabbetleriyle dolduran koloninin herbir uyesi orda yoktu
Yalnizca oralardaki anilarimiz vardi.dopdolu, herbiri gulumseten anilarimiz vardi.
Nasildi?
"Gülümü benim icin bu kadar değerli kılan, ona harcadığım zaman."
6 Eylül 2015 Pazar
koloni ortamında hızlıca konuşman gerek
çünkü herkes aynı anda konuşur;
ne de çok özledim..
şimdi ben kendim konuşup
kendim dinliyorum
gerçi artık
konuşmuyorum bile..
bi ara bu hikayeyi anlatmaya başlamıştım
ama tabi binbeşyüz kelime arasında
kaynayıp gitmişti..
konu nası bi yere gelmişti de
neden bu hikayeyi anlatmaya başlamıştım
hiç hatırlamıyorum..
neyse şimdi hikayeye geçelim;
evvel zaman içinde
kalbur saman içinde
bahçelerin birinde
güneşe aşık bi gündöndü yaşarmış..
güneş ne zaman pırıl pırıl parlasa
gündöndü de hemen başını güneşe çevirirmiş..
aynı bahçede
yemyeşil bi tane de sarmaşık varmış..
e hikaye bu ya sarmaşık da
gündöndü'ye aşıkmış..
sonra?!;
sonrasını anlatmıcam..
hüzünlü bi hikaye bu
hepimizin hikayeleri gibi..
ama sonunu söylicem
hepsi mutsuz oluyo..
güneş de gündöndü de sarmaşık da..
şimdi ben merak ediyorum
bizim hikayelerimiz nasıl sonlanır?
hüzünlü başladıysak eğer ;
hüzünlü mü ......?
çünkü herkes aynı anda konuşur;
ne de çok özledim..
şimdi ben kendim konuşup
kendim dinliyorum
gerçi artık
konuşmuyorum bile..
bi ara bu hikayeyi anlatmaya başlamıştım
ama tabi binbeşyüz kelime arasında
kaynayıp gitmişti..
konu nası bi yere gelmişti de
neden bu hikayeyi anlatmaya başlamıştım
hiç hatırlamıyorum..
neyse şimdi hikayeye geçelim;
evvel zaman içinde
kalbur saman içinde
bahçelerin birinde
güneşe aşık bi gündöndü yaşarmış..
güneş ne zaman pırıl pırıl parlasa
gündöndü de hemen başını güneşe çevirirmiş..
aynı bahçede
yemyeşil bi tane de sarmaşık varmış..
e hikaye bu ya sarmaşık da
gündöndü'ye aşıkmış..
sonra?!;
sonrasını anlatmıcam..
hüzünlü bi hikaye bu
hepimizin hikayeleri gibi..
ama sonunu söylicem
hepsi mutsuz oluyo..
güneş de gündöndü de sarmaşık da..
şimdi ben merak ediyorum
bizim hikayelerimiz nasıl sonlanır?
hüzünlü başladıysak eğer ;
hüzünlü mü ......?
3 Eylül 2015 Perşembe
kıymetlilerden gelenler......
masayi 'bir anda' gülücüklerle dolduran..
madden yaklaşık 0.001 m² yer tutarken
manen 100 m² hacme huzur veren....
yıldızları göremesemde Onlarin kokusuyla istediğim zaman kırlara gittiğim...
içinde çok kelimeler saklayan....
ama tarif edemediğim...
baktıkça içinden 32 + 32 diş gördüğüm:)
herkesin yanında koklamaya çekindigimden ertesi gün işe erken gittiğim;)
o şeyler ekteki resimde:)
ve son bisey…
dallarından koparılmış olsalarda
hep benimle kalsınlar...
hic ama hiç solmasalar isterim...:(
çünkü onlar solmamasi gereken 3. üler
masayi 'bir anda' gülücüklerle dolduran..
madden yaklaşık 0.001 m² yer tutarken
manen 100 m² hacme huzur veren....
yıldızları göremesemde Onlarin kokusuyla istediğim zaman kırlara gittiğim...
içinde çok kelimeler saklayan....
ama tarif edemediğim...
baktıkça içinden 32 + 32 diş gördüğüm:)
herkesin yanında koklamaya çekindigimden ertesi gün işe erken gittiğim;)
o şeyler ekteki resimde:)
ve son bisey…
dallarından koparılmış olsalarda
hep benimle kalsınlar...
hic ama hiç solmasalar isterim...:(
çünkü onlar solmamasi gereken 3. üler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)