Hayat, tesadüfler yumağı gibi…
Oysa yaş almak ve yaşlanmak arasındaki ince çizgide saklı, hayat.
Öncesinde kurulan hayallerde, her şey tozpembe masal gibiyken; yaş aldıkça kurulan hayaller çok daha başka.Yaş almak yaşlanmak gibi algılansa da, aslında yaşamı anlamak ve hayatın içinde var olmak. Hayatın içinde var olma savaşı vermeye başladı her koloni üyesi farklı yerlerde bir başına...
Yaşlanmak denilince,hayat oyununda sıranı salmak ve bir köşeye geçmek gibi bir şey geliyor insanın aklına.
Oysa yaş almak öyle mi?
Yaş aldıkça güzelleşiyor, hayat yolunda pişiyor ve neler istemediğini öğreniyorsun.
Belki, hala tam ne istediğimizi bilmiyor ama ne istemediğimizi çok iyi biliyoruz.( mesela ayrı kalmak istemiyoruZ ama hayat...)
20’li yaşların tadı ile 30’lu yaşların demi çok başka derler. Tad alıp demlenme dönemindeyiz hepimiz:)
Bu süreç hepimiz için nelere kadir olabiliyor…
Her şeyin olacağı zamanda olduğunu biliyor, ama bunu yine arada kabul edemiyoruz😉Şükretmeyi öğrendik.
Küçük bir çocuğun o saf mutluluğu var biryerlerde içimizde.Artık, çok iyi biliyoruz Kimseyi değiştiremeyeceğimizi.Biz bile sancılı değişim süreçlerindeyken, bir başkasını değiştirmek manasız.Affetmeyi öğrenmeye çalışıyoruz...
Hani hep derler ya Merak etme, hayat seni yoğurur diye…
Evet, hayat da bizi yoğurdu ve son nefese kadar da yoğuracak…
Geriye doğru bakınca, pişmanlığımız olmasın...
Bereber geçirdiğimiz yıllara bizi bugüne getirdiği için teşekkür ediyoruz...
Ve iyi ki doğdun 50nin en Olgun en büyük ve duygu yüklü kızı :) diyoruz...
By son
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder