27 Ekim 2023 Cuma

 

"İslama sıkı sıkıya tutunmaktan daha zor bişey var mı bilmiyorum "

24 Ekim 2023 Salı

‘Soğuk bir akşamüstünde

Buldum sandım, başta yanlıştım, yanılmıştım.

Öyle güzel güldü bana 

Rüya sandım, inanmamıştım, uyanmıştım.’

21 Ekim 2023 Cumartesi

Akmak istemeyen bi nehir..

Bi yerde tıkanıp kalıyor tüm cümleler. 

Hep duruyoruz bi yerde. 

Bi adım bile atamıyoruz. 

Tek bir adım bile atamıyoruz o an. 

Ben ne beni tanıyabiliyorum, ne seni. 

Tıkanıyor her şey. 

Neden?

‘En korktuğum şeylerden biri de istenmediğini farketmemektir. Onun için her ihtimale karşı sıklıkla kaçarım.’

Sıklıkla kaçarım. 

Korkuyorum çünkü.

Uçmak istemeyen bi kalbi uçurmaya zorlamak istemem. 

Elimde değil hiç bişey. 

‘Herşey olacağına varır’




 Evet. Bu sözlerin bende bi yansıması olmasaydı belki de etkilenmezdim.

Yine de çok etkilendiğimi söyleyemeyeceğim için mutluyum.
Ama bi kaç sefer duraksayıp düşünmeme sebep oldu.
bir kaç sefer uzağa dalmama.
Bikaç sefer sorgulamama.

Sözler agızdan öylesine çıkıvermez

19 Ekim 2023 Perşembe

 Seni de mi Allah yarattı?

-evet

Beni de mi?

-evet

Aoofrikayı da mığğğ?

Evet 

Afrikayığğ ameristanığğ hepsini Allah yarattı demi anne 

17 Ekim 2023 Salı

Bana bunu neden yapıyosun?

Bu belirsizlik durumu? 

Bi kelime arıyorum.

Aramızdaki iletişimi tanımlayacak bir kelime arıyorum. 

Yok. 

En başından beri, hiçbişey olamadık. 

Bu sürünceme.

Beni yıpratıyor.

Kestirip atsam da yıpranıyorum.

Öylece akışına bırakmalıyım. 

Bırakamıyorum.

Sanırım beklentiye giriyorum.

Asıl sorun bu belki. 

Bir tanım aramak. 

Beklentiye girmek. 

Umut etmek. 

Ama nasıl yön verebilirim ki başka türlü bu rüzgara? 

Ne yapacağımı bilmiyorum. 

9 Ekim 2023 Pazartesi

Dün, sen büyüdüğünde, yanımda dünyayı sıfırdan öğrenmeye çalışan aşırı meraklı birinin olmasını çok özleyeceğimi hissettim. 

 Halbuki iyi biri olmaya karar vermiştim.

5 Ekim 2023 Perşembe

"Nerdesin sen sabahım

En yürekten dualarım

Biliyorum doğacaksın

Umudusun sen bahtımın


Ortasında kalbimin

Bir yer açtım senin için"


3 Ekim 2023 Salı

Bin kere kendime söyledim 

Bin kere söyledim 

Bin kere idrak ettim 

Bin kere olmaz dedim 

Bin kere yeter artık dedim 

Bin kere kendi içimde veda ettim

Bin kere değersiz hissettim

Bin kere bitti dedim 

Bin kere kabullendim 

Bin kere dönüp dolaşıp aynı yere geldim.

Bin kere

Bin kere

Bin birinci kez söylemeyeceğim. 


Hayatta en önemli şey nedir?

Şu hayatta en değerli şey..

En önemli olan, seni etkilemesi gereken şey nedir? 

Aile? Sağlık? Huzur? 

Hepsi? 

O günkü duruma, yaşa, ihtiyaçlara, kafa yapısına göre değişir mi o en önemli şey? 

Kendime ‘o kadar da önemli değil o kadar da önemli’ değil diyip duruyorum. 

Bu şekilde de hayatıma devam edebilirim. 

O kadar da önemli.

Bir kanadın kopmuşken nasıl yaşarsın ki? 

Huzurun yokken nasıl yaşarsın ki? 

‘Yürüyüp git, devam et’ 

Böyle söylemek ne kolay.

Edemiyorum. 

Yaşayamıyorum. 

Muhtemelen en önemli şeyi başka bişey olan biri için basit duruyordur.

 

Yoruyor mu?

Uykusu, oyunu, telaşesi değil de..
En çok kalbinde taşımak yoruyor heralde
Canı acıyacak diye her şeyden sakınırken,  bi anda düşüp kanayıvermesi dizlerinin,
dünyanın kötülüklerinden izole edip sonra da acaba kötülük mü yapıyorum diye düşünüp durmak yoruyo
Üzülürse bin kat üzülmek yoruyor
Ama lafın gelişi değil öyle. Bin, beşyüzbin kat.
Hem onu hayata hazırlamak hem de pamuklara sarıp sarmalamak, yanıbaşında saklamak istemek yoruyor
Hem tek başına yürüyebilmesi için çırpınıp durmak, hem de
hep ama hep elinden tutmak
Doğrular yanlışlar arasında,
Bide yere göğe sığmayan bi sevgi ile büyük bi koşturmacanın içinde bir o yana bi bu yana savrulup, gece uyuduğumda o gün cevapsız bıraktığım soruları, o gözünü kaçırmadan benim başka bi yere döndüğüm anları, velhasıl daha iyisini yapma fırsatını kaçırdığımı düşündüğüm o tüm anları her gece kovalamak yoruyor.

1 Ekim 2023 Pazar

“Zor anılara tekrar tekrar gidip onların o yoğun etkisini temizleyebiliriz”

Zor anıları hatırlamak bile istemem.
Zor anılardan kaçarım. 

 19.08.2023

"Tercihen sivri kayanın tam köşesine çeneni çarpmışsın"

3,5 yaşında çenesini 10 gün önce patlatıp çenesinden 5-6tane iğne yiyen birinin, kurduğu bi oyun.

Çenemi tercihen sivri bi kayaya çarpmışım ve doktora gideceğim. Buradan sonra bana parmağıyla iğneler batırıyor ve  Dr deneyimini bilmem kaçıncı kez birlikte yaşıyoruz.

Oyun iyileştiriyor derler.

"Zor anılara tekrar tekrar gidip onların o yoğun etkisini temizleyebiliriz''i fabrika ayarlarında biliyormuşuz biz.biz, insanoğlu. Hani o travma dediklerimiz. 

O gün 3,5 yaşındaki çocuk 29 yaşımdaki bana yine yeni bişey öğretti

 Sonra döndüm bi baktım kendime.

Bulaşık yıkıyorum o ara tabi. Ev işleri vs yaparken insan müzik açmıyorsa uzun düşünecek vakitleri oluyor.

Anne olarak, arkadaş olarak, eş olarak bambaşka kişilerim sanki..Oğlum beni nasıl görüyor acaba, kuralcı? İşle mesgul? Modu sıkça düşen? Evde kalmayı seven? Pek de oyun oynamayan?ani bağıran? 

Geçen bana şey dedi, "keşke müşteri(n) olmasa, sadece anne üniversitesine gitseydin. "

Sadece anne ol diyor, Ne bileyim be çocuk, ne bileyim. Senin bal suratını yerim. Gözlerimi doldurma yaşayıp gidiyoruz işte.

İnsan çocuk yetiştirirken biraz şey oluyomuş,  hassas azcık

" Anneni babanı aslında tam anlamıyla tanımazsın" gibi bi cümle okudum geçenlerde.

"anne-baba kimlikleriyle tanırsın."

Bunu ilk kez teyzemden annemi dinleyince hissetmiştim.

"-annen orjinal bi kızdı", dedi. 

"O dönem bütün yaşıtları kazandıklarıyla çeyiz alırken, annen ilk maaşıyla fotograf makinesi almıştı."

Annemden kız diye bahsetti. Agacların tepesinde gezen Fotoğraf çekmeyi çok seven Bi kız.