“Çocuğum bir şeyde iyiyse veya beni gururlandırıyorsa ona iyi davranmayacağım.
En düşük noktasındayken ve övünecek bir şeyi olmadığında, utandığını hissettiğinde işte o zaman ona iyi davranacağım.”
Dedi ki,
“Düşünüyorum, zaman geçse mi iyi geçmese mi?
Şimdiden iki ay olmuş bile.
Zaman geçerse, sanki ondan daha da uzaklaşırım gibi. Onunla geçirdiğim zamanlar, onu son görüşüm gitgide geçmişte kalır. Özlemim artar.
Zaman geçmezse de bu acıyla hep böyle yakın olurum. Hep böyle asla geçmeyecekmiş gibi hissederim.”
Sonra ekledi,
“Böyle şeyler düşünüp duruyorum işte…”
Gülümsedim.
“Kafalar duman altı bu akşam!”
Sanırım her zor zamanda olduğu gibi, goygoya vurdum. Gülümsemeye sığındım.
Başka ne söyleyebilirdim ki?
Onu nasıl teselli edebilirdim ki?