30 Haziran 2016 Perşembe

Bi gelebilir misin,
Parmakların lazım
''en büyük sorunlar
 kabul etmediğimiz hatalarımızdan kaynaklanıyor.''

 ıskalananlar aslında
 yaşamak istediklerimiz midir

 biten şeylerin arkasından
 çok uzun süre bakmak

 peki ya bir gün üzüldüğümüze üzülürsek
 insan mütevazi bir hayat yaşayabilir mi
 bir gün tamamen unutursam
 daha da uzaklaşmaktan korkuyorum

 ''ballanmış ilkbahar..''
  gördüğüm ilk andan beri aklımda

  olurda birgün koşulsuz sevilebilirsen

  üstünü örtmek de iyi
  birine mutluluk vermek kolay mı zor mu

  mavi bir okyanusun üstünde parlayan
  altın sarısı güneş
  insanın kalbi tüm duyguları aynı anda barındırabiliyor..










dürüst olmak gerekirse
ben yaşamayı beceremiyorum


hiçbir hayat diğerinden üstün değil
tüm hayatlar ayrı ayrı mücevher değerinde
her sonlanan hayat için
kalbimiz yerinden çıkmalı



aklıma gelmişken
insan
kimi zaman kendinden de yorulur
Bende büyüdüm.
Rakamlarla ilgilenir oldum.

Bide
 gök gürültüsünü bomba'ya benzeten çocuklar var..
çocuklar.

Aylardır buraya yazılan
Kimselere ulaşmayan
Ama
Birilerinin kalbine dokunan
Çok kere teselli veren
Bazen anlaşılmayan
Bazen merak ettiren..

Dev atmosferde uçup giden,
Binlerce
Birraraya gelmiş kelimeler
Bazen
Biraraya gelememiş kelimeler

Binlerce his
Binlerce an
Geçmişteki kelimeler
Geçmişteki hisler
Geçmişteki anlar

Şimdikiler

Zaman...


29 Haziran 2016 Çarşamba

bir başka duruma göre de dünya;
''görülen bir rüyadır''..

28 Haziran 2016 Salı

...Herkes kendi hayatına dalar
 Ve dalga sesleri duyulmaz olur.

26 Haziran 2016 Pazar

Hiç sormadım
Hayır
Duyabileceği biçimde sormadım

Aslına çok kere
Beynimin bi köşesinde
Defalarca sordum

Çünkü korktum.
Belki anlatmak isyemiyo oluşundan
Olur da sorduğumda
kalbinin acımasından.
Bunun olmasındansa
Hiç bilmemeyi tercih ederim.

Bunu hiç bilmeyecek belki
Belki de tahmin ediyo
ama bu
aramızdaki sessiz anlaşma.




Sönük ışıklı bi yıldızı görebilmek için kafası hep yukarılarda gezenler var uzaklarda..
Çok şey içimizde
Bi çok şey çözümsüz
Bi sürü şeyi anlamlandırmak zor
Yaşamak enteresan
Bazen gülmek


imkansız
Yıldızlar parıldadıkları için mi mutlu eder?

Hani
o korkulu rüyadan uyandığımızda
yıldızların herbiri için
Ayrı gökyüzü olacaktı ya,

Şimdi kendi gökyüzümdeyim ama
ışığımı kaybetmiş gibiyim.

karanlık, sönük bi yıldız
artık yıldız olmayı bırakmalı mı?

zamanın hızlıca akıp gitmesini istedim
daha önce pek çok kez istediğim gibi
''benim payıma paylaşılamayan şeyler düştü galiba
  .....
 beni mahfeden hatalarım hangileriydi
 emin olamıyorum
 
 devrim niteliğindeki bahtsızlık ,büyük noksan neydi hayatımdaki
 şebnem;
 bu ve bunun gibi belirsizlikler insanı sersemletiyor..''
 
güneşli bir gündeki güzel bir piknikten
geriye kalan bulaşık gibiyim.
ne yapılacağı bilinmeyen
tadı damakta bırakan
gülümsemeyi durdurup
yutkunulan o an..





bugün
bütün umudu kırılmışlara
yalnız kalmışlara
gözyaşı dökenlere

selam olsun.


25 Haziran 2016 Cumartesi

''burada bekliyorum
 kalbim bithap düşene kadar..''
görmezden gelemez miyim
görmezden gelmek istiyorum

karşı karşı gelmeye cesaretim yok



24 Haziran 2016 Cuma

Yazarken ozgursun
Yaşarken çok kural var
 uzunca oturup kendimi yargılamak istiyorum. Çok şey var konuşulacak.
Otur bakalım
..

Bazen de en güzeli yüksek bi yerde temiz hava solumaktir
dersin
Bakarsın en güzeli değilmiş.
En güzeli yok.
En güzeli en güzelin hayalini kurmak

Bu yapay dünya ruhuma darlik veriyor
Çözümü bulamıyorum.
Sorun benim.
Kendimi çözemiyorum
İçten gülümsemelerin azaldığını farketmek...
Büyümek mi bu?
Günlük hayatta giderek içime kapanmak beni de korkutuyor evet.. Bazen yokmuşum gibi hissettiğim doğrudur.
Bende zorlanıyorum
Yaşarken

21 Haziran 2016 Salı

konuşmayı istedim aslında
bi kaç bişey söylemeyi
ama bi taraftan da anlamsız gibiydi
aslına bakarsan hafiften de kırılmıştım
sakin geçmişti sanki
oysa dünya yıkılmalı
güneş parlamayı bırakmalıydı

önemli miydi değil miydi
çok önemli mi yoksa çok değil miydi

kanatlanıp uçulması gerekmez miydi
neden yürümeyi seçtiler

sürekli aklımda dolanıyor ;durduramıyorum
inceden 
yok biraz derinden
 ......üzdü beni

hayal kırıklığı mı 
kalp kırıklığı mı

her neyse

yanılmak istiyorum..


  

20 Haziran 2016 Pazartesi

''bu gelip geçici bir rüzgar değil oysa ki''
  henüz bilm..
sanki bıraksalar sonsuza kadar ağlayabilirim
bütün bu olanlara
yaşananlara
yaşanamayanlara
geride kalanlara
hala bekleyenlere
yapayalnızlara..
Kalpler her şeye dayanamayabiliyor


19 Haziran 2016 Pazar

artık,
duracağın kalkacağın, hızlanacağın noktaları iyi bilmelisin..
karar vermelisin.
yalnızsın.
Tıkır tıkır...

sahi söylesene
kalpler bi dağ kadar kuvvetli
ve aynı zamanda
bi bi
ne desem
boyyle bi kuş gibi, bi gül yaprağı gibi, bi karınca bacağı gibi
nasıl narin olabiliyor ..


herşeye dayanıyor.
kalpler..
buna da dayanacak ...

geçecek günler yine
imamesi kopmuş tespih taneleri gibi
tıkır tıkır....

sanki günler
 imamesi kopmuş tespih taneleri gibi tıkır tıkır dökülüyordu önüme..toparlayamadan...



hadi git. buralar zaten çok kalabalik



daha şimdiden yaşanması muhtemel yasanmamislara ağlıyordu. neden??

-


rüzgar ters yöne esti..

tökezlemek değil bu
bu düşmek

17 Haziran 2016 Cuma

Bu trene bi çok kere
bi çok farklı amaç için bitmiştim.

Bi derse yetişmek için
Mezuniyet töreni için
Düğün için
Doğumgünü süprizi yapmak için
Belki yalnızca gezmek için..

Bu sefer.

15 Haziran 2016 Çarşamba

Bi kere daha
ışınlanmanın olmayışı
kalbimi acıttı,

Dünyanın en mutlu insanı.

14 Haziran 2016 Salı

Sanırım
Ömrüm boyunca emin olamayacağım
Yaptığım seçim..

Hata mi ettim?

13 Haziran 2016 Pazartesi

''şimdi ümidini yitirme
hiç bir şey sonsuza kadar sürmez
senin bütün paran bir dakika satın alamaz
henüz zamanın var
devam etmek için birçok sebebinde''

büyük bir soğukkanlılıkla;
-artık o kadar da önemsemiyorum  dedim
 orda bırakmak istiyorum..

hemen konuşmaya devam ettim,
bi cevap duymak istemiyordum

-bugün hava ne kadar da güzel
 bizde hanımeli ektik bahçeye
 çıkarsa bakalım..








gene böyle bir rüya
hep o demek istediklerimi;
diyebildiğim bir rüya

keşke ipek mendillere sarabilsem.

biraz daha fazla konuşarak geçiştirdim işte

11 Haziran 2016 Cumartesi

Birileri için telefona bakıp gülümsemenin
beşeri aşk iliskileriyle ilgisi olabilir..

Ama bizim icin telefona bakıp
gülümsemelerin, sesli gülmelerin, kahkaha atmaların, kopmaların
sebebiii
güzel :)
Bi an için,
Kelimelerimiz dökülemiyo olabilir..
Genelde de böyle olur zaten.

Ama bilirim..
Bazen huysuz olursun
Bazen neşeli
Bazen alıngan,
Bazen üzgün, bazen sinirli
Bazen mutlu,
Bazen yıkık,
Bazen ucarsin,
Bazen kızgın. Bazen düşünceli
Bazen sabırsız
Bazen anlayışlı
Bazen anlayışsız
Bazen doğal. Bazen kasıntı
Bazen şaşkın
Bazen yorgun
Bazen konuskan
Bazen de susarsin..
Bazen kırarsın..
Bazen kırılırsın..
Bazen bazen bazen...
hepsi normal..bazenler değişir bazen
Bunu anlarım.
Ama Bugün sadece
bazen neşeli bazen mutlu olalım:)

Bazen ben de,


Neyse boşver

zorlanıyordum konuşmakta
ama hiç bir şeyi anlatmama gerek yoktu ki
zaten her şeyi biliyordu

penceremiz pencerelerini görüyordu
benzer şeyleri beraber yaşıyorduk

neden sonra zaman geçti
hiç önemsememiş gibi görünüyordu
oysa uzaktan da okuyabiliyordum kalbini




 






''Tek kelimeyle zor, iki kelimeyle çok zordu.''


köşedeki ağacın üstüne konan kuş
seni görmek için mi geçtim bu sabah buradan?
bazen de haksızlık ettiğimi düşünürüm



10 Haziran 2016 Cuma

burası gerçekten ağlama duvarı gibi..
sanki
buraya konuşulamayanlar yazılıyor..
bugün  arkadaşlarımı özledim.

9 Haziran 2016 Perşembe



Her dakika kendimi meşgul ediyorum.
Boş kaldigimi hissettiğim anda elimi dolduruyorum biseylerle.
Yada kulağımi.
Başka düşünecek  birsuru şeyde varmiş..
Böyle güzel.
Sanırım en bos anlarımdan biride
şuan buraya yazarken.
Şimdi buna da bi son.
''geri dönemeyecek kadar
 uzağa geldim

 peki ya
 gelecekte gülecek miyim
 yoksa yalnız başıma ağlayacak mıyım''

8 Haziran 2016 Çarşamba

bu sefer olur mu dersin..

'Gülümü benim için değerli kılan,
Ona harcadığım zaman.'
Size göre
Neden
Herşeyin somut bi sebebi olmak zorunda?
Elle tutulamayan o duygusal sebepler..
Yaşamamı sağlıyor.
''Hayat bir yarış yakarış ve tırmanıştır.
 hayatı tırmanın. 
hedef koyun ve o hedefe ulaşmaya çalışın
ama iki şeye dikkat edin;
1 kimsenin emeğine basmayacaksınız
2 kimsenin yüreğine basmayacaksınız''
                                      (Yavuz Bahadıroğlu)
ulfar kokusunun heryeri kapladığı

güneşli bir günde  uyuyakalmak istiyorum


henüz anlayamadım..

eğer bir gün anlarsam buraya yazacağım.


öyle olsaydı nasıl olurdu..

hiçbir zaman cevabını veremediğim bir soru




son zamanlarda
gelecekle ilgili düşler kurmak yerine
hep geçmişi anımsarken; 
buluyorum kendimi..

çoğu kez geriye dönmek isterim

''insan bir akşamüstü
ansızın yorulur..''



''ancak
dalgalar sana vurmaya devam ederse;
içindekileri daha fazla tutamazsın..''
bişeylere dayanmak
bazen yapılması gereken şey değildir
bazen yapılması gereken şey
öylece bırakmaktır.

5 Haziran 2016 Pazar

''dünyada yaşamak sarsıla sarsıla, bata çıka yürümek gibidir..
en önemli özelliği beklenmedik anlarda,
ansızın çıkan olaylardır;bir söz, bir sevinç,bir ayrılık..

olaylar kimi zaman bir kasırga gibi etkiler
kimi zaman sadece bir titreşim hissettirir insanın içinde

allak bullak olduğunda tutunacak dallar arar
sonra düştüğü yerden kalkar insan
kırılan dalların yerine başka dallara tutunur..

ama en sonunda takati kesilir , hiçbir şeye tutunamaz
işte o zaman da zaten  gidecektir
bu dünyadan...''
Düşündüm de
Otobusteyken
ya da
Yürüyoken
Kendimi iyi hiddediyorum.
Kendime ayrılmış bi zamanmış gibi..

Sanırım en azından
Sadece bi yere ulaşmak gibi de olsa,
Bi amacım olduğundan.

4 Haziran 2016 Cumartesi

bir odun olsa..
herhangi bir işlem görmemiş. 
Ve onun başında da ahşaptan harika eserler yapan bir usta.
Bu ustanın odunun içerisinden bir güzellik çıkarabilmek için oduna bıçak vurmasına üzülür, bağırır mısın?
sanatçı son derece iyi ve sonuçta kötü bir işçilik çıkması imkansız...

İmtihanın, üzüntülerin sana gelen bıçak darbeleri.

seni yontana teşekkür etmekten başka ne diyebilirsin?

1 Haziran 2016 Çarşamba

İçimdeki savaşa kumandanlık etmeyi öğrenmek,
atabilecegim önemli bi adım.
bazı şeyler için çözümler üretmeye başladım
bir süredir insanlara normal şeylerden bahsettim
bazılarına mantıklı yollar gösterdim
bazılarını cesaretlendirdim
bazılarına hayatının güzel yönlerinden bahsettim
bazılarını şuan zor durumda olsa da zamanla geçeceğine inandırdım
çok sert olduğum bir konuda geri adım attım ve özür diledim
yetersiz olduğum durumlarda geriye çekildim
çaresiz kaldığımda da sakince olanı kabullenmeyi seçtim

dert yanmadım ,mutsuz şeylerden bahsetmedim,
çok konuşmadım,umutsuz ve yorgun cümleler kurmadım
kimseyi suçlamadım...

sanki biraz düzeldi gibi
farklılaştı gibi
daha iyi oldu gibi

eğer kendime de dert yanmazsam,
çok konuşmazsam;
mutsuz şeylerden bahsetmezsem ;
kendimi de suçlamayı bırakırsam

daha da iyi olacaktır değil mi?


bazen gülümsemek zor olabilir